Virüsü 'en iyi tanıyan' kişi KHK ile ihraç edilmiş

"Bu zor dönemde masumiyeti ispatlanmış tüm sağlık çalışanlarının görevlerine geri dönmesi lazım"

Virüsü 'en iyi tanıyan' kişi KHK ile ihraç edilmiş


Doçent Mustafa Ulaşlı, ABD Princeton Üniversitesi'nde 3 yıl, Hollanda'daki Groningen Üniversitesi'nde 4 yıl korona virüsü üzerine çalıştı. Her iki ülkeden de vatandaşlık hakkı kazandı ancak Türkiye'de öğrenci yetiştirmek istiyorum diyerek bu hakkından faydalanmadı. 1 Eylül 2016'da Gaziantep Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Ana ilim Dalı ve Genetik Bölümü'nden KHK ile ihraç edildi. Mustafa Ulaşlı, "Bu virüsün genetiği konusunda belki benim kadar çalışan kimse yoktur. Bu mücadeleye ben de katılmak istiyorum. Bu zor dönemde masumiyeti ispatlanmış tüm sağlık çalışanlarının görevlerine geri dönmesi lazım" dedi.

Hacı Bişkin  [email protected]

DUVAR – HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e Türkiye’de korona virüsü alanında doktora yapan ancak KHK ile ihraç edilen akademisyen Doç. Mustafa Ulaşlı ve ihraç edilen diğer sağlık çalışanlarıyla ilgili soru önergesi verdi.

Gaziantep Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Ana ilim Dalı ve Genetik Bölümü’nde doçentlik yaparken 1 Eylül 2016’da yayımlanan KHK ile ihraç edilen Ulaşlı, 2007-2011 yılında korona virüsünün genetiğiyle ilgili Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’nde bilimsel çalışmalar yaptı. Yaklaşık 4 yıldır bu çalışmalarından uzak kalan Ulaşlı, “Şu an yürütülen bilimsel çalışmalara katılmak istiyorum” diyerek yetkililere çağrı yaptı.

3 YIL ABD’DE, 4 YIL HOLLANDA’DA ARAŞTIRMA YAPTI

Ulaşlı, ABD’deki Princeton Üniversitesi’nde üç sene araştırma görevlisi olarak çalıştı. Üniversite yönetime Ulaşlı’ya, “Araştırmalarınızı burada sürdürün” teklifinde bulundu. Ulaşlı bu teklifi kabul etmedi Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’nde korona virüsüyle ilgili araştırmalarına 4 yıl devam etti. Ulaşlı, burada da vatandaşlık hakkı elde etmesine rağmen bilimsel çalışmalarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmeyi tercih etti. Ulaşlı, bu kararının gerekçesini “Çünkü ben ülkemde daha iyi, kaliteli öğrenciler yetiştirmek istedim” diye anlattı.

Ulaşlı, yurtdışında korona virüsü grubuyla ilgili yaptığı çalışmalar hakkında şunları söyledi: “Ben bu işin genetiğini çalıştım. Virüs, hücre içerisine nasıl giriyor, hücre içerisine girdikten sonra nasıl davranıyor, hücrede ne tür tahribatlar yapıyor, hücrede hangi mekanizmaları kullanıyor, hangi mekanizmaları kullandıktan sonra nasıl çoğalıyor ve hücre dışına nasıl çıkıyor? Doktora süresince bunu anlamaya çalıştım. Bunu anlamanın önemi şudur: Eğer virüsü bir düşman olarak kabul ediyorsanız, düşmanınızın davranışını bilmeden ona göre bir savaş stratejisini belirleyemezsiniz. Biz burada virüs hangi davranışı nasıl yapıyor, bunu çözüp, buna yönelik biz neler yapılabilirizi anlamaya çalıştık. Ben işin şunu yiyin bunu yemeyin tarafında değilim. Bu virüse karşı nasıl bir strateji geliştirebiliriz; ben bunun üzerine çalıştım ve yoğunlaştım.”

‘KÖRELMEK İSTEMİYORUM’

Korona virüsüyle ilgili daha önce Türkiye’de kaç kişinin bilimsel çalışmalar yürüttüğü bilinmiyor. Ulaşlı bu konuda şunları söyledi: “Çok kıymetli bilim insanlarımız var. Ama bu virüsün genetiği konusunda belki benim kadar çalışan kimse yok. Bu şunun için önemli: İşin genetiğini bilirseniz, hangi virüse karşı hangi aşıyı, hangi proteini hedefleyeceğinizi bilirsiniz. Bizim işimiz ise şu: buna aşıyı nasıl geliştirebiliriz, bu virüsü deneysel çalışmalar içerisinde hangi ilaçlarla durdurabiliriz?”

Ulaşlı, şu an ihraç edildiği için Türkiye’deki herhangi bir bilimsel çalışmaya katılamıyor. İngiltere’den iş teklifleri aldığını belirten Ulaşlı, her şeye rağmen Türkiye’de kalmayı istiyor. Ulaşlı, yetkililere şu çağrıda bulunuyor:
“İhracımın üzerinden dört yıl geçti. Bu zaman içerisinde laboratuvar görmediğimizden dolayı köreliyoruz. Ben körelmek istemiyorum. Ben insanlık adına bir şeyler yapmak istiyorum. Bilime ve insanlığa katkı sağlamak istiyorum. Bilim insanlarının yeri üniversitedeki öğrencilerinin yanı ve laboratuvarıdır. Benim yerim bilim camiasıdır. Bizim amacımız bilim üretmek. İnsanlığa katkı sağlamak. Şu an araştırmalarıma devam ediyor olsaydım virüsün çoğalmasını nasıl durdurabiliriz konusu üzerine kafa yoran biri olurdum. Her akademisyeni bir gökdelen gibi düşünün. Yapıyorsunuz, ona bir imkan sağlıyorsunuz, büyütüyorsunuz, devlet olarak ona her türlü desteği veriyorsunuz, ondan sonra ona diyorsunuz ki: ‘Ben senin kapını kapatıyorum.’ İnsanı üzen şey tam da budur. Bir akademisyen olarak şu anda laboratuvarın başında işimi koordine ediyor olmam gerekirdi.”

‘BU VİRÜS KİMSENİN RENGİNE, KÖKENİNE BAKMAYACAK’

Ulaşlı şöyle devam ediyor: “Ben bu vatanın evladıysam, bir virüs Çin’den çıktı. Tüm dünyayı tehdit ediyor. Bu virüs kimsenin fikrine, etnik kökenine, dini inancına, siyasi görüşüne bakmayacak. Enfekte edecek, belki birilerinin ölümüne neden olacak, belki birileri bunu hafif bir şekilde atlatacak. Bizim bilim insanları olarak bu virüsün karşısında strateji geliştiriyor olmamız lazım. Bizim yerimiz laboratuvarlar. Bizim yerimiz bilim üreteceğimiz yerler üniversiteler. Bizim yerimiz dışarısı değil. Benim durumumda olan masumiyeti ispatlanmış olan tüm akademik ve sağlık çalışanları bir an önce görevlerine iade edilsin.”

GÜL’E SORULAR: ATIL BİR ŞEKİLDE TUTMAYA DEVAM EDECEK MİSİNİZ?

Gergerlioğlu, Gül’e, “Mustafa Ulaşlı’nın korona virüsü üzerine doktorasının olduğu ama KHK ile işten atıldığı için korona ile mücadeleye katılamadığı iddiası doğru mudur?” diye sordu.

Haklarında herhangi bir hüküm olmadan ihraç edilen sağlık çalışanlarının göreve iadesini isteyen Gergerlioğlu, şu soruları soruları yöneltti:

– Bu iddia doğrultusunda KHK ile ihraç edilip görev bekleyen personel sayısı kaçtır?

– Sağlık Bakanlığı personel ihtiyacının en üst düzeyde olduğu bir dönemde bu kadar nitelikli yurttaşı atıl bir şekilde tutmaya devam edecek mi?

– KHK ile mağduriyetler yaşanıyorken bu bilim insanlarından toplumun da yararlanamayıp mağdur olmasının önüne geçmek için hangi çalışmalar yapılacaktır?

HACI BİŞKİN / DUVAR