Yargı paketi sorunlara çözüm olabilecek mi?
Muhalefetteki 5 parti ise paketi yeterli görmeyerek kendi teklifini sunmaya hazırlanıyor.
AKP'ye göre Ekim'de TBMM'ye sunulacak yargı paketi düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alan hükümler içeriyor. Muhalefetteki 5 parti ise paketi yeterli görmeyerek kendi teklifini sunmaya hazırlanıyor.
AKP'nin uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve TBMM’ye açılışının hemen ardından sunmayı planladığı yargı reformu paketi ile ilgili ayrıntılar netleşirken, CHP ve HDP dahil Meclis’teki 5 parti yargıdaki sorunların çözümü için kendi teklifini sunmaya hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 30 Mayıs’ta yaptığı açıklama ile Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni duyurmuştu. Yasa teklifinin de tatile girmeden geçen yaz başı TBMM'ye sunulması planlanmış ancak sonradan üstünde daha iyi çalışılacağı gerekçesiyle muhalefetin itirazlarına rağmen yeni yasama yılına bırakılmıştı.
AKP’den edinilen bilgilere göre, Strateji Belgesi kapsamında tek bir paket olmayacak. Adalet Bakanlığı ve AKP Meclis grubunun çalışmalarını bitirdiği birinci paketin TBMM 1 Ekim'de açılınca hemen sunulması ve komisyon görüşmelerinin tamamlanmasının ardından da Genel Kurul’da ele alınarak yasalaşması bekleniyor.
İlk yargı paketinde neler var?
AKP'li yetkililere göre birinci yargı reformu paketinde "düşünce ve ifade özgürlüğünü güvenceye alıcı, tutuklamadaki keyfiliği ve uygulamadaki farklılığı ortadan kaldıran düzenlemeler" bulunuyor.
MHP’nin uzun süredir talep ettiği kamuoyunda af olarak bilinen infaz indiriminin ise başka bir pakette yer alacağı belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre MHP seçmenlerine uzun süre önce söz verdiği bu düzenlemenin çok gecikmeden hayata geçmesini istiyor.
DW Türkçe’nin de gördüğü taslak aşamasındaki teklifteki belli başlı bazı unsurlar şöyle sıralanıyor:
-KHK ile kamu görevinden çıkartılan veya rütbelerinin alınması nedeniyle pasaportları iptal edilenlere haklarında mahkemelerce yurtdışına çıkış yasağı konulmamışsa, devam eden idari veya adli soruşturmaları ya da davaları yoksa pasaport verilmesi. Ancak bu kolluk birimlerinin araştırması sonucu mümkün olabilecek.
-Terörle mücadele kanununun terör propagandası suçunu düzenleyen maddesinde değişikliğe gidilmesi. Bu çerçevede kanuna "Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" hükmü eklenecek. Ancak bir açıklamanın haber veya eleştiri olup olmadığına mahkemeler karar verecek.
-Bazı suçlarla ilgili istinafta kesinleşen beş yılın altındaki ceza kararlarına Yargıtay’da temyiz yolu açılması. Bazı hukukçular bu düzenlemeden HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve HDP'li Sırrı Süreyya Önder’in de yararlanabileceğini belirtilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan son yaptığı açıklamada tutuklu HDP'liler için "Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız. Eğer biz bırakırsak ebedi alemde şehitlerimiz bize bunun hesabını sorar" demişti.
-Seri yargılama usulüne geçiş sağlanması. Buna göre suçunu itiraf eden faile ceza indirimi verilirken, mahkeme hakimi de itirafı kabul ederse hüküm kısa sürede kesinleşecek. Seri yargılama usulü terör, örgüt, şiddet ve cinsel suçlarda geçerli olmayacak.
-Tutuklama için "somut delil şartı" aranması ve soruşturma aşamasında tutukluluk süresine sınırlama getirilmesi.
-İnternet sitelerine yönelik verilen erişime engelleme kararlarında, tüm siteye değil içeriğe erişimi engelleme.
-Hukuk fakülteleri mezunlarının sınava tabi tutulması. Sınavı geçemeyenler avukatlık veya noterlik stajına başlayamayacak.
-Baro levhasına kayıtlı olan ve en az 15 yıl kıdemi bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport verilmesi.
Muhalefetteki 5 partiden karşı hamle
Her ne kadar AKP paketle ilgili muhalefetin desteğini almak istediğini açıklasa da, bu düzenlemenin hazırlık aşamasında görüşü alınmayan 5 siyasi parti TBMM açıldığında kendi teklifini sunmaya hazırlanıyor.
DW Türkçe’ye konuşan CHP İstanbul Milletvekili ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, AKP’nin paketinin bir torba yasa görünümü çizdiğini söylerken; HDP, Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Demokrat Parti ile sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bu yaz kendi teklifleri üstünde çalıştıklarını belirtiyor.
İYİ Parti’nin destekten son anda vazgeçtiği çalışmaların Cuma günü sonuçlanması ve en az 50-60 maddeden oluşacak düzenlemenin Meclis açılır açılmaz sunulması planlanıyor.
Kaboğlu’na göre AKP'nin yargı reform belgesi Türkiye’nin gerçeklerini tam olarak yansıtmıyor ve toz pembe bir tablo çiziyor. Muhalefetin yargı ile ilgili talepleri arasında ise "düşünce suçunun kalkması, adil yargılanma hakkı, tutuksuz yargılanmanın esas olması, yargının siyasetin aracı haline getirilmemesi" gibi hususlar bulunuyor.
"Onlarınki daha çok bir torba yasa. Bizimki ise belli bir hedefe yönelik, görünür amaçları olan ve daha kapsamlı bir teklif" diyen Kaboğlu, Hakim ve Savcılar Kurulu’nun mevcut yapısı değişmediği sürece olumlu bütün adımların göreceli kalacağını da vurguluyor. Kaboğlu, Türkiye’de son yıllarda yargının siyaset için araç haline getirildiğini savunarak, şöyle konuşuyor:
"Korkunç bir durum söz konusu. Mahkeme kendisi mi karar veriyor, yoksa yürütmenin güdümünde mi? En büyük varlık sorunumuz bence budur. Bu da yargı paketleriyle halledilebilecek bir şey değil."
Gergerlioğlu: Olumlu ancak palyatif çözümler
İnsan hakları savunucusu, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise basından gördüğü kadarıyla kendilerinin istediği oranda olmasa da pakette bazı olumlu unsurlar bulunduğunu belirtiyor.
"Yargı tamamen yürütmenin emrinde ve bu temel bir sorun" diyen HDP’li milletvekiline göre paketle temel sorunlara girilmeden palyatif çözümler bulunulmaya çalışılıyor.
AKP'nin paketi HDP dışındaki muhalefet partilerine bu hafta sunması bekleniyor. HDP Sözcüsü ise partinin resmi görüşü hakkında bu aşamada yorum yapmak istemediğini belirtti.
Gergerlioğlu olumlu hususlara destek olunabileceğini söyleyerek, "Yargının siyasallaşması ile ilgili görüşlerimiz net. Ama hepten alıp paketi de çöpe atmamak gerek, bizim istediğimiz gibi olmasa da tek bir mağdur için bile umut olacaksa değerlendirmek gerekir" diyor.
Ok: HSK’nın yapısı değişmeli
Avukat Veysel Ok da pakete eleştirel bakanlar arasında.
"HSK’nın yapısı değişmedikçe yapılan diğer reformlar sadece bir yamadan ibarettir" diyen Ok, pakette HSK’nın yapısı ile ilgili bir düzenleme bulunmamasını eksiklik olarak görüyor.
Ok, ifade özgürlüğü ile ilgili aslında reforma ihtiyaç olmadığını çünkü anayasa ve AİHM sözleşmelerine göre bu özgürlüğün zaten güvence altında olması gerektiğini söyleyerek, "Kişiler mevcut yasal mevzuatla da aslında tahliye olabilir, önemli olan uygulama" diyor.
Gülsen Solaker / Ankara
Deutsche Welle Türkçe