Yargı Reformu Neden CHP, MHP ve İYİ Parti İçin Avantajlı Değil?
Yargı Reformunun Gecikmesi Muhalefeti Güçlendiriyor, Ak Parti’nin ise kan kaybetmesine neden oluyor.
YUSUF İNAN YAZDI...
Yargı Reformu: Neden CHP, MHP ve İYİ Parti İçin Avantajlı Değil?
Türkiye’nin son yıllarda en çok konuşulan meselelerinden biri Yargı Reformu olmuştur. Adalet sisteminin daha adil ve etkin işlemesi için gerekli olan bu reform, sürekli ertelenmekte ve belirsizlik içinde sürüncemede kalmaktadır. Ancak bu durum, sadece adaletin gecikmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda siyasi arenada da derin etkiler yaratıyor.
Ak Parti’nin Yükü ve Muhalefetin Sessizliği
Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargı Reformu’nun hayata geçirilmesi gerektiğini defalarca vurgulamışlardır. Ne var ki, bu reform sürekli erteleniyor. Mahkum yakınları, her bayramda bir müjdeli haber bekliyor, ama her seferinde hayal kırıklığına uğruyorlar. Peki, bu gecikme kime yarıyor?
İlginç olan şu ki, bu reformun gecikmesi muhalefet partilerinin işine yarıyor. CHP, MHP ve İYİ Parti, Yargı Reformu’nun gecikmesini eleştirmiyor, hatta bu durumu kendi lehlerine kullanıyorlar. Çünkü bu reformun hayata geçmesi, Ak Parti’nin elini güçlendirecektir. Ülkede adaletin hızlanması, mahkumların affedilmesi veya cezalarının hafifletilmesi, toplumda olumlu karşılanacak ve Ak Parti’ye olan güveni artıracaktır.
Ancak Yargı Reformu’nun ertelenmesi, toplumun adalete olan güvenini zedeliyor. İnsanlar, adaletin yerini bulmadığını düşündükçe, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan desteklerini kaybediyorlar. Bu da muhalefet partileri için bir avantaj haline geliyor. Ak Parti tabanı, adalet sistemine olan inançlarını yitirdikçe, CHP, MHP ve İYİ Parti’ye yöneliyor. Bu durumda, muhalefet partilerinin reformu hızlandırmak gibi bir amacı olmayacaktır. Neden rakiplerinin kanayan yarasına pansuman yapıp, onları güçlendirsinler?
Yargı Reformu’nun Stratejik Önemi
Yargı Reformu’nun hayata geçmesi, yalnızca adaletin sağlanması açısından değil, aynı zamanda Ak Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi geleceği açısından da büyük önem taşıyor. Eğer bu reform gerçekleşirse, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu gibi isimlerin yeni parti girişimleri de anlamını yitirebilir. Reformun gecikmesi, bu yeni siyasi hareketlere zemin hazırlıyor ve Ak Parti’den oy koparılmasını kolaylaştırıyor.
Bu süreç, aynı zamanda Ak Parti içinde de bir çözülmeye neden oluyor. 31 Mart ve 23 Haziran 2019 yerel seçim sonuçları, bu çözülmenin en bariz göstergesi. Yargı Reformu’nun gecikmesi, partinin içindeki tartışmaları derinleştiriyor, yeni parti söylemlerine karşılık buluyor ve Ak Parti’nin kendi tabanını kaybetmesine yol açıyor.
Sonuç: Erdoğan’ın Elindeki Sihirli Değnek
Bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde bir sihirli değnek bulunuyor: Yargı Reformu. Eğer bu reform hayata geçerse, muhalefetin elindeki en büyük kozlardan biri ortadan kalkacak ve Ak Parti’nin yeniden güç kazanması sağlanacaktır. Ancak reformun gecikmesi, muhalefetin daha da güçlenmesine, Ak Parti’nin ise kan kaybetmesine neden oluyor.
Bu durum, siyasetin karmaşık dengeleri içinde, muhalefetin neden Yargı Reformu’nu hızlandırmak için herhangi bir çaba sarf etmediğini de açıkça ortaya koyuyor. Zira mevcut düzen, onların işine geliyor; ve her geçen gün, Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında güçlenen bir muhalefet yaratıyor.
Öyleyse, Yargı Reformu'nun gecikmesi sadece bir adalet sorunu değil, aynı zamanda bir siyasi strateji sorunudur. Ve bu strateji, Türkiye’nin geleceğini derinden etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
İnstagram: fondinan2016