Yargılama Sürelerinin Kısalması İktidarın Görevi

Türkiye'de iş davalarının uzun sürmesi işçiler için büyük hak kayıplarına neden oluyor. Adil yargılanma hakkının bir parçası olan makul sürede yargılanma hakkı, sistematik çözümlerle korunmalıdır.

Yargılama Sürelerinin Kısalması İktidarın Görevi




Yargılama Sürelerinin Kısalması İktidarın Görevi

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Adil yargılanma hakkı, hukuk sisteminin temel taşlarından biridir ve makul sürede yargılanma bu hakkın önemli bir parçasıdır. Magna Carta'dan bu yana süregelen bu hak, özellikle iş davalarında kritik bir öneme sahiptir. Ancak Türkiye'de iş davalarının uzun sürmesi, işçilerin hak kayıplarını artırmakta ve sorunun çözümüne yönelik somut adımlar atılmamaktadır.

İşçi İçin Zaman Kaybı, Patron İçin Kazanç

Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, iş mahkemelerindeki davaların ortalama karara çıkma süresi 2020 yılında 693 gün iken 2023'te 549 güne gerilemiştir. Ancak bu süreler bile iş davalarının sonuçlanması için yeterli olmamaktadır. Bölge adliye mahkemeleri ve tebligat süreçleriyle birlikte iş davalarının kesinleşmesi genellikle 3-5 yıl sürmektedir. Özellikle alacak davalarında bu süreler işçiler için büyük hak kayıplarına yol açmaktadır.

İşten çıkarılan işçiler, haklarına erişmekte zorlanırken, davaların uzamasıyla birlikte tazminatlarının reel değeri kaybolmakta ve sonuçta kaybeden işçiler olmaktadır. Hukuksuz bir şekilde işten çıkarılan işçiler için bu süreç yaşamsal önemdedir.

Anayasal Bir Hak: Makul Sürede Yargılanma

Makul sürede yargılanma hakkı, hem Anayasa’nın 36. ve 141. maddelerinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence altına alınmıştır. Ancak mevcut uygulamada iş davalarının uzun sürmesi bu hakkı ihlal etmektedir. 12 Mart 2024'ten itibaren Anayasa Mahkemesi yerine Tazminat Komisyonu’na başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu mekanizma da işçilerin zararlarını telafi etmekte yetersiz kalmaktadır.

Kronikleşen Bir Sorun: İş Davalarının Uzun Süreçleri

İş mahkemelerindeki davaların uzaması yalnızca bireysel bir hak kaybı değil, aynı zamanda adalet sistemine olan güveni zedeleyen kronik bir sorundur. Bu sürecin çözümü için yargı örgütlenmesinin yeniden düzenlenmesi ve etkin bir sistemin oluşturulması gereklidir. Ancak iktidarın bu konuda gerekli adımları atmaması, sorunun büyümesine neden olmaktadır.

Çözüm İçin Acil Adımlar Atılmalı

Adil yargılanma hakkının bir parçası olan makul sürede yargılanma hakkı, bir insan hakkıdır ve istisnai durumlarda ihlal edildiğinde tazmin edilmelidir. Ancak bu hakkın etkin bir şekilde korunması için yalnızca tazminat değil, yargılama sürelerini kısaltacak somut reformlar gereklidir. İktidarın bu alandaki sorumluluğunu yerine getirmesi ve adil bir sistem oluşturması zorunludur.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Ahmet Ergin / Evrensel