Yargıtay’da Yeni Dönem: Mustafa Kurtaran'ın Başkanlık Zaferi ve Yargının Siyasallaşması Üzerine Tartışmalar
Yargı Krizinin Arka Planı: AYM ve Yargıtay Arasında Gerilim
Yargıtay’da Yeni Dönem: Mustafa Kurtaran'ın Başkanlık Zaferi ve Yargının Siyasallaşması Üzerine Tartışmalar
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin başkanlık seçimlerinde Mustafa Kurtaran’ın zaferi, yalnızca bir görev değişikliği değil, aynı zamanda Türk hukuk sistemi açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Kurtaran, seçim sürecinde verdiği “Artık bu daireden operasyonel kararlar çıkmayacak, önemli dosyaları dairenin tüm üyeleriyle birlikte karara bağlayacağız, özel heyetler kurmayacağız” vaadiyle dikkat çekti ve bu vaadiyle seçimleri kazanarak Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yeni başkanı oldu.
Yargı Krizinin Arka Planı: AYM ve Yargıtay Arasında Gerilim
Kurtaran’ın başkan olduğu Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yakın geçmişte Anayasa Mahkemesi (AYM) ile yaşadığı büyük gerilimle gündeme gelmişti. Özellikle AYM’nin Can Atalay hakkındaki “hak ihlali var” kararını reddetmesi ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, hukuk çevrelerinde derin tartışmalara neden olmuştu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu kararıyla AYM’yi tehdit altında hissettiğini belirtmiş ve Anayasa Mahkemesi'ni “manidar bir tehdit unsuru” olarak tanımlamıştı.
Bu krizin merkezinde, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin terör davaları ve siyasi içerikli davalarda aldığı kararlar yatıyordu. Daire, özellikle Can Atalay ve Gezi davası gibi siyasi davalarda aldığı kararlarla dikkat çekmiş, aynı zamanda siyasetin yargıya etkisi tartışmalarını alevlendirmişti. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın da ifade ettiği gibi, “Yargının tarafsızlık ve bağımsızlığının test edildiği yer, siyasi davalardır.”
Kurtaran’ın Başkanlık Seçimi ve Hukuk Devletine Umut
Mustafa Kurtaran’ın Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkanlık seçimlerini kazanması, bu gerilimli sürecin ardından hukuka dair umutların yeniden yeşermesine neden oldu. Kurtaran, hukukun üstünlüğü ilkesine olan bağlılığını ve operasyonel kararlar yerine, daire üyeleriyle birlikte ortak karar alacağını taahhüt etti. Bu vaat, özellikle yargının siyasallaşmasına karşı duran çevrelerde olumlu bir yankı uyandırdı.
Yargıtay içindeki kaynaklara göre Kurtaran, entelektüel birikimi ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığıyla tanınan bir isim. Seçimi kazanan Kurtaran, devletin “âli menfaati” mantığıyla hareket etmeyecek, hukuka bağlı kalarak kararlar alacak bir başkan olarak nitelendiriliyor.
Yargının Siyasallaşması Tehlikesi: Bir Hukuk Devleti Sorunu
Yargıdaki siyasallaşma Türkiye’de uzun yıllardır tartışılan bir konu. Eski AYM Başkanı Zühtü Arslan, Anayasa Mahkemesi’nin 53. kuruluş yıldönümü konuşmasında bu tehlikeye dikkat çekmişti: “Yargının siyasal organların etkisi altında kalması büyük bir tehlikedir. Yargının siyasallaşması, hukuk devletinin ve demokrasinin sonunu getirir.” Bu sözler, yargının siyasal baskılar altında nasıl şekillendiğini gösteren en net ifadelerden biri olarak değerlendiriliyor.
Kurtaran’ın seçimi, Türk yargısının bağımsızlığına yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak bu adımın, Yargıtay’ın tüm yapısında ve Türk yargı sisteminde köklü bir değişim yaratıp yaratmayacağı önümüzdeki dönemde netleşecek.
Sonuç: Umut Var Mı?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yeni başkanı Mustafa Kurtaran’ın, operasyonel kararlardan uzak, hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetim sergileyeceğine dair verdiği sözler, Türk hukuk sistemine olan güvenin yeniden tesis edilmesi açısından önemli. Yargıdaki siyasallaşma endişelerine rağmen, Kurtaran’ın bağımsız bir hukuk anlayışı benimsemesi, hukuk devleti ilkelerine dönüş için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: Elif Çakır / Karar