Yavuz Ağırailoğlu: FETÖ'cülük bir giyotin gibi insanların üzerinde sallanıyor

Yavuz Ağırailoğlu'dan Bahçeli'ye

Yavuz Ağırailoğlu: FETÖ'cülük bir giyotin gibi insanların üzerinde sallanıyor




Yavuz Ağırailoğlu'dan Bahçeli'ye: Asıl beka sorunu damat bakan

KARAR TV'de soruları cevaplayan İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, FETÖ'cü tartışmasından, dış politikada hükümete verdikleri desteğe, Doğu Türkistan'daki zulme sessiz kalınmasından ekonomik krize gündemdeki konularla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

İYİ Parti Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, KARAR TV canlı yayınında yazarlarımız Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını cevapladı. 

Partide İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'ya yönelik FETÖ'cü iddialarıyla başlayan tartışmasıyla ilgili "Bu bir FETÖ taktiği dedim. İktidara sirayet etmişti, bizde de ortaya çıktı. Sanki Buğra Kavuncu'nun dayısı Enver Altaylı Meclis'te çaycıymış da ajan olduğu ortaya çıkmış! Zaten yılların istihbaratçısı değilmiş gibi" yorumunda bulundu. 

"Sayın Cumhurbaşkanı A Haber'i izliyormuş. Terapi kanalı. Orada dolar düşüyor, üretim patlama yapıyor. Yabancı yatırım akıyor... Bunları izlediği için vatandaşa da 'al keyif çayı iç' diyor. Halbuki Erdoğan sahayı iyi okuyan bir siyasetçiydi. Uzun zamandır bunu yapamıyor."

Ağıralioğlu'nun açıklamaları şöyle: 

18 yıl iktidardaysanız ve beka problemi var diyorsanız bu ülkeyi iyi yönetemiyoruz itirafıdır.

FETÖ'cülük bir giyotin gibi insanların üzerinde sallanıyor. Türkiye'de bütün mekanizmaları bozan bu giyotindir. Adalet Bakanı'na anlattım; Hakimler hiç bir suçu olmayana FETÖ'cü ilan edilirim korkusu ile ceza veriyor. Garanti verin, hukuku uygulasınlar, adaletsizlik olmasın...

Sayın Bahçeli'nin iktidara verdiği sınırsız destekte denetleme imkanını kaybettiğini düşünüyorum. Muhalefet etmeliydi; AK Parti'nin yararına olacak şekilde. AK Parti'ye 'ne yaparsak yapalım, Bahçeli bize destek verecek' hissiyatı verdi. Bu AK Partiye de zarar verdi.

Sayın Bahçeli'nin 'beka meselesi' diyerek iktidara destek vermesi aslında ne AK Parti'ye ne de memlekete iyilik değil. Devlet Bahçeli'nin şöyle demesi lazım: Beka meselesi Hazine'nin tamtakır olmasıdır. Bu hazineyi niçin boşalttınız kardeşim. Bu hazineyi berbat yatırımlarla nasıl bu hale getirdiniz. Siz bu kamu kaynaklarını nasıl bu kadar israf ettiniz ki her önüne gelen bizi ekonomik olarak tehdit edilebilir ülke olduğumuzu hatırlatıyor. Macron ya da Trump'ın 'sizi ekonomik olarak mahvederim' diyebileceği bir ülke haline niye geldik, demesi gerekiyor Bahçeli'nin. Bize beka diye parmak sallamasına gerek yok. Dönüp Hazine ve Maliye Bakanı'na desin ki; Evladım Hazine'de 100 milyar dolarımız vardı. Kayınpederinin faiz sebep, enflasyon sonuçtur tezini ispat etmek için neden Hazine'nin içini boşalttın. 

EN AZINDAN KEMAL BEY'E 5 BİN TIR SİLAH GÖNDERMEDİK

(Hükümetin Doğu Türkistan için sessiz kalması) Çok şikayetlerimiz oldu. Çin'den para ve kredi beklentileriniz varsa, dünya 5'ten büyüktür yerine 4'ten büyüktür deyin. Uluslararası toplantılarda ben iftihar ederim Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmalarının kurgusu güzeldir. Çok vecizdir. Ben çok beğeniyorum. Türk devlet başkanına 'Dünya 5'ten büyütür' demek çok yakışır. Ama buna uygun davranacak bir siyasi akıl, bir siyasi maharet lazımdır. Amerika'ya efelendik, dünya 5'ten büyüktür dedik, darbeye teşebbüs ettiler, 5-10 bin TIR PKK'ya silah verdiler. Türkiye'yi tehdit ettiler. O zaman 4'ten büyüktür de, Trump'a 'değerli dostum' de. Ya değerli dostum de ya da 5'ten büyüktür deme. Bu yüzden ağır bedeller ödedik. Bir gün dedim ki "Trump'a gösterdiğniz nezaket kadar bize de nezaket gösterir misiniz? Çünkü biz size bu kadar kabalık etmedik? Sizi eleştiriyoruz ama en azından sizin hasmınız Kemal Bey'e 5 bin tır silah göndermedik."

KİME EFELENSE SONU HÜSRANAL BİTİYOR

ABD'ye efeleniyoruz sonu hüsranla bitiyor. İngiltere'ye, Almanya'ya Çin'e efeleniyoruz sonu başka bir şekilde bitiyor. Evet, dünya 5 ülkenin eline bırakılmamalı ama; 6. ülke de benim deme imkanın taşıması lazım ülkenin.

Geçen Ömer Çelik'in söylediğini ayrı tutuyorum; sessizlik vardı, hamdolsun yürekler kanamış. Dışişleri Bakanı satır aralarında bu sessizliği bozdu. 

Türkiye 5 milyon Suriyeli alabilirken, bunları ağırlamakla iftihar ederken Doğu Türkistan'daki zülme sessiz kalamaz.  

SURİYELİLERE DEĞİL, YANLIŞ POLİTİKAYA KIZIYORUZ

Biz Suriyelilere kızmıyoruz. Biz yanlış politika yüzünden 5 milyon kişiyi almak zorunda kalan hükümete kızıyoruz. Biz de Ümit Özdağ o işin (Suriyelileri istemiyoruz çıkışları) mihmandarlığını yaptı. Ona da dedim ki; Gerekçeleriniz hepsi doğru ama berbat ifade ediyorsunuz. Suriyelilere kızıyormuş gibi bir işin öznesi oluyoruz. Suriyelilere niye kızacağız biz. Can havliyle kapılarımıza dayanmış insanlara niye kızalım ki? Biz 5 milyon insanın bu topraklara gelmesine sebep olan ferasetsizliğe kızıyoruz. 

Suriyelilere gösterdiğin hassasiyeti Doğu Türkistan'a da göster. Esad'a gösterdiğin tepkiyi Çin'e de göster. Esad'a sen bir zalimsin diye isyan ediyorsan Çin'in başkanına insan hakları savunucusu muamelesi yapamazsın. 

PUTİN'İN ELİ DAHA MI AZ KANLI?

Esad'ı orda tutan güce müttefikim diyorsan, cümlenin arkasını sonunu toparla. Esad'la görüşmem, ama onu orada tutan Putin'le görüşürüm olmaz. Esad'la görüşmem noktasında taşıdığını hassasiyeti onun yüz katı daha eli kanlı olan Trump'a, Amerika'ya da göster. Putin'in eli daha mı az kanlı. Ona da göster. Bunu  yapmıyorsan söylediğin şey, iç politikaya yönelik bir söylem, diskur gibi bir şeydir. Hiç bir zulmü makul görelim demiyorum ama kendi siyasi vizyonumuzu öyle yönetelim ki gerçekleştiremeyeceğimiz tehdit bize geri dönmesin.  

Röportajın tamamını YouTube kanalımızdan da izleyebilirsiniz

KARAR