Yeni Akit yazarı Balaman, isim vermeden Soylu'yu eleştirdi

Akit’in dilinin altında Soylu var: Süslüman

Yeni Akit yazarı Balaman, isim vermeden Soylu'yu eleştirdi


Akit’in dilinin altında Soylu var: Süslüman

Yeni Akit yazarı Balaman, isim vermeden Soylu'yu eleştirdi. Balaman, "Ekopolitik milliyetçilik kimliği ile liyakatten uzak kişi ve kurumlar tarafından bu ülkenin gençlerini bilinçten uzaklaştırmaktadırlar" dedi.

Yeni Akit yazarı Sabri Balaman, köşesinde “Siyasetin aklını politikaya kurban etmeyin!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Balaman yazısında, AKP’ye “Ne yazık ki politik referanslı clickler, beyaz yakalı süslüman politik camiada şekillenerek AK Parti’nin içerisinde yer edinmiştir” diyerek, partiye sonradan gelen isimlere eleştiriler yöneltti. Balaman, “Politik süslüman camia, görev ve hakkaniyet kısmı üzerinden güvensiz bir kişilikten beslenmekte, adalet mekanizmasına dar bir çerçevede bakmakta, ekopolitik milliyetçilik kimliği ile liyakatten uzak kişi ve kurumlar tarafından bu ülkenin gençlerini bilinçten uzaklaştırmaktadırlar” ifadelerini kullandı.

AKP’ye başka partiden gelenler arasında en çok tartışılan isim, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ydu.

Balaman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti teşkilatına neşter atmasını isteyerek, “Sizi yeni bir hikâye yazmaya davet ediyoruz Reis; yarınlarımızın çalınmasına müsaade etmeyin” çağrısında bulundu.

“ÇIKARCI GRUPLARA KURBAN EDİLDİĞİ SÜRECE KENDİSİNİ TESLİM ETMEMESİ GEREKİR”

Sabri Balaman yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Bilindiği üzere 19 yıldır AK Parti iktidarında ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu ön planda tutuluyor. Yola çıkan yönetim kadrosu, söylemleriyle güven vererek liyakat kriterleriyle ve aidiyet duygusuyla 2002 yılında iktidara gelmiştir.

Bu yazıyı kaleme alırken, şunu da belirtelim, tek bir amaç hedeflenmektedir:

‘AK Parti’nin misyonunu ve vizyonunu, siyasetin çözüm odaklı bir sanat olarak işlendiği ortamını, politik yüzlü günün şablonlarını kurtarmaya çalışan kişilere kurban etmemek…’

AK Parti’nin çözüm odaklı olup; bir milletin umudu olduğu 2002’den, politik figür ve çıkarcı gruplara kurban edildiği sürece kendisini teslim etmemesi gerekir.

“BU ÜLKENİN GENÇLERİNİ PARTİ POLİTİKALARINI KUŞATAN SÖZDE PARTİLİ KİŞİLER HEDER ETTİ”

Ne yazık ki politik referanslı clickler, beyaz yakalı süslüman politik camiada şekillenerek AK Parti’nin içerisinde yer edinmiştir. Politik süslüman camia, görev ve hakkaniyet kısmı üzerinden güvensiz bir kişilikten beslenmekte, adalet mekanizmasına dar bir çerçevede bakmakta, ekopolitik milliyetçilik kimliği ile liyakatten uzak kişi ve kurumlar tarafından bu ülkenin gençlerini bilinçten uzaklaştırmaktadırlar.

Bu ülkenin gençlerini, parti politikalarını kuşatan sözde partili kişiler heder etti. AK Parti teşkilatlarının vicdanları, olayları görmesiyle birlikte terazide adaletin de şaştığını görecektir.

Oysa bir davaya emek harcayanlar, övgünün, yerginin adil olması gerektiğini bilirler. Bu davanın içerisinde büyüyen bireylerinse yanlışları gördüklerinde gerekli ikazı vermekten çekinmelerinin yanında, gününü kurtarmaya çalışan onlarca yüzlerce politik yüzlerle dolu olduğunu görüyoruz.

Oysa her kelimenin başında, AK Parti’ye gönül vermiş insanların her söyleminde ‘1994 ve 2001’ ruhundan bahsedilir. Sığ bir politika malzemesi olan bu iki tarih politikadan fayda görmediği gibi ne 1994’ü geri getirebiliriz ne de 2001’i… Dolayısıyla AK Parti’nin yeni bir hikayeye başvurması ve yeni bir ideoloji geliştirmeye çabalaması gerekmektedir. Bu ideoloji ile Türkiye sevdalılarını bir araya getirecek yeni yol haritasıyla perçinleme yapılmalıdır.

“ERDOĞAN’A YAPILACAK EN BÜYÜK DÜŞMANLIKTIR”

Dünün ezik Türkiyesi’nin artık sahada pek karşılığı olmadığı gibi başı dik bir Türkiye’nin güçlü bir ekonomi ile yeni bir efsaneye ihtiyacı var. Hastane kurumu, ilaç bulamama kuyruğu, çöp kokusu, kamuda ki kirlilik bunlar artık konuşulmuyor. Yeni nesil bireylere pek anlam ifade etmiyor.

Yine de parti politikaları cumhuriyetin değerleri üzerinden uzlaşmaya vardığı gibi onca yılın sorunlarının da kısmen çözüldüğü aşikârdır.

Erdoğan’ı çıkarları için politikaya kurban eden aklın zehirli bir akıl olduğunu görmemek, Erdoğan’a yapılacak en büyük düşmanlıktır. Oysa Erdoğan’ın şahsiyeti, AK Parti’nin duruşu milletin güvenini kazanmış, kamuoyuna mal olmuş, yakın tarihin en önemli lideri ve yapısı olarak tarihe not düşülmüştür.

“YÜKSEK REFERANSLI POLİT AKRABALAR AK PARTİ’NİN BEYİN ÖLÜMÜNÜ TARTIŞMAKTADIR”

AK Parti’nin içindeki sözde samimi polit kafalar, aidiyeti ve liyakati olmayan insanlar, yüksek referanslı polit akrabalar AK Parti’nin beyin ölümünü tartışmaktadır.

Oysa AK Parti’nin ne bunlara terk edilecek gibi basit bir misyonu ne de umudunu tüketmiş bir kimsesizliği var.

Aidiyet duygusuyla mücadele eden Türkiye sevdalısı gençler var olduğu sürece, mücadelenin her mecrada süreceğini, her siyaset sanatında var olmaya devam edileceğini söyleyebilirim.

Bazı isimlerin akrabalık ilişkileri üzerinden AK Parti’yi sağması çok acıdır.

Davalarına samimi bir şekilde bağlı olan hissiyatını muhafaza etmeye çalışan yegâne emekçiler, halen Ak Parti’yi kurtarıcı bir siyaset olarak görüyor.

AK Parti’nin, yeni bir hikâyeye ihtiyacı var.

AK Parti’yi iktidara taşıyan 3 ‘Y’ vardı:

Yasaklar, yolsuzluklar ve yoksulluklar…

“MİLLETİN UMUDU OLAN SON KALENİN HARCANMASINA MÜSAADE ETMEMELİYİZ”

Gelinen konum itibariyle AK Parti’nin içini kuşatan, bir ur gibi sarmalayan dost ahbap ilişkileri üzerinden yürüyen anlayışın, mutlaka gözden geçirilmesi gerekir.

Belki birileri cesaret etmiyor ama ben buradan açık eleştiri niyetine net bir şekilde ifade edeyim… AK Parti sorunlarına cesur bir neşter atması gerekir..

Milletin zihni kirlenmeden, Recep Tayip Erdoğan’ın olaya el atması, yapıya bir neşter vurması gerekir.

Siyasetin bir sanat olduğunu ve bunu en çok kullananın Başkan Erdoğan olduğunu biliyoruz.

Milletin umudu olan son kalenin harcanmasına müsaade etmemeliyiz.

Sizi yeni bir hikâye yazmaya davet ediyoruz Reis; yarınlarımızın çalınmasına müsaade etmeyin.”

Odatv.com