Yeni Bir 17-25 Aralık Süreci mi? AK Parti İçin Düğmeye Basıldı mı?

Hukuk ve adalet tüm oyunları ve sihirleri yutar...

Yeni Bir 17-25 Aralık Süreci mi? AK Parti İçin Düğmeye Basıldı mı?






YUSUF İNAN YAZDI...

Yeni Bir 17-25 Aralık Süreci mi? AK Parti İçin Düğmeye Basıldı mı?

Son dönemde AK Parti’nin etrafında gelişen olaylar, akıllara 17-25 Aralık sürecini getirmekte ve büyük bir operasyonun adım adım şekillendiği endişesini doğurmaktadır. AK Parti üst yönetiminin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu gelişmelere nasıl baktığını bilemiyoruz; ancak görünen o ki, AK Parti ve Erdoğan, çeşitli olaylarla köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor.

Bu tür süreçlerin işaretlerini aslında yıllar önce görmüştüm. 05 Haziran 2018 tarihinde kaleme aldığım bir köşe yazısında, AK Parti’nin çok daha büyük bir operasyonla karşı karşıya kalacağını belirtmiştim. O dönem, bu köşe yazım nedeniyle büyük bir karalama kampanyasına maruz kaldım ve susturuldum. Üstelik bu susturma çabası, muhalefet kanadından değil, iktidar medyasının ve AK Parti’nin içinde yer alan önemli isimler tarafından gerçekleşti. Bu da, sürecin ne kadar karmaşık ve çok katmanlı olduğunu ortaya koyuyor.

Adım Adım Gelişen Olaylar: Operasyonun İşaretleri

Son aylarda yaşanan olaylar, 17-25 Aralık sürecinin yeniden sahnelendiği düşüncesini pekiştiriyor. İlk olarak, Ukrayna’da Türk bayrakları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarının indirilmesi dikkat çekti. Ardından, Ukrayna’da yapılması planlanan Türk Dünyası Festivali, Türkiye’nin kendi diplomatik temsilcilikleri tarafından engellendi. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası arenada nasıl zor bir duruma sokulmaya çalışıldığının açık bir örneğidir.

Dahası, Türkiye’de FETÖ’ye karşı verilen mücadelede büyük bir başarı olarak görülen FETÖ’nün adak ve kurban rantını çökerten e-ticaret sitesinin devlet eliyle kapattırılması, FETÖ’ye dolaylı yoldan milyon dolarlık bir rantın tekrar sağlanmasına yol açtı. 

Türkevi'ne Şaibe ve Muhafazakâr Camianın Hedef Alınması

Bir diğer önemli gelişme ise, Amerika’da Türkiye’nin gurur kaynağı olan Türkevi’ne yönelik şaibe iddiaları oldu. Türk milletinin başarıyla sahip çıktığı bu proje, bir anda şaibe iddialarıyla yıpratılmaya çalışıldı. Bu tarz iddialar, yalnızca Türkiye’nin uluslararası imajına zarar vermekle kalmayıp, AK Parti ve Erdoğan’ın da başarılarını gölgede bırakmaya yöneliktir.

Bu olayların hemen ardından, Karar Gazetesi yazarı Elif Çakır’ın gözaltına alınması dikkat çekici bir hamle olarak değerlendirilmeli. Bu gözaltı, bir isim benzerliği nedeniyle gerçekleşmiş olabilir; ancak AK Parti’nin önemli destekçileri ile muhafazakâr camia arasında bir çatışma yaratmak amacı taşıdığı izlenimini vermektedir. Gözaltı, Elif Çakır’a değil, AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılmış bir hamle olarak okunmalıdır.

Zenbilci Olayı: AK Parti'ye Darbe Girişimi mi?

Son olarak, AK Parti Adana Milletvekili Ahmet Zenbilci’nin oğlu ile ilgili ortaya çıkan uyuşturucu ticareti iddiaları da bu sürecin bir parçası olarak görülmelidir. Zenbilci, bu gelişmelerin ardından istifa etmek zorunda kaldı. Uyuşturucu ticaretinin, bir milletvekilinin makam aracıyla yapıldığı iddiası, AK Parti’yi ve Erdoğan’ı derin bir krizin içerisine çekmek için kullanılan bir başka hamledir.

17-25 Aralık’ın Yeni Bir Versiyonu mu?

Tüm bu gelişmeler, 17-25 Aralık sürecinin yeni bir versiyonunun sahnelenmeye çalışıldığını düşündürmektedir. O dönemde, Türkiye’deki siyasi iktidar, çeşitli yolsuzluk iddiaları ve operasyonlarla hedef alınmıştı. Bugün de benzer şekilde, çeşitli skandallar ve şaibe iddialarıyla AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. Ancak bu süreç, yalnızca bir siyasi hareketi değil, Türkiye’nin bütünlüğünü ve uluslararası konumunu hedef almaktadır.

AK Parti’nin bu süreci doğru okuması ve hızlı önlemler alması gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye’nin iç ve dış politikadaki kazanımları büyük zarar görebilir. Erdoğan’ın liderliğindeki AK Parti’nin, 17-25 Aralık sürecinden aldığı derslerle bu yeni operasyonu bertaraf etmesi, Türkiye’nin geleceği açısından hayati bir önem taşıyor.

Sonuç olarak, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşı karşıya olduğu bu sürecin yalnızca bir siyasi kriz olmadığını, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını hedef alan daha geniş bir operasyonun parçası olduğunu unutmamak gerekir. Bu süreç, 17-25 Aralık’ın ayak sesleri olabilir mi? Evet, olabilir. Ancak, Türkiye’nin bu tür saldırılara karşı dayanıklılığı ve siyasi liderliğin kararlılığı, bu süreçten güçlenerek çıkma şansını da beraberinde getiriyor.

Hukuk ve adalet tüm oyunları ve sihirleri yutar...

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

Mail: [email protected]