Yeni oluşumlar ilk seçimden başarılı çıktı..
Eskiler ayak oyunlarına başvuruyor.. Hayal değil gerçektir; oldu bu…
Yeni oluşumlar ilk seçimden başarılı çıktı.. Eskiler ayak oyunlarına başvuruyor.. Hayal değil gerçektir; oldu bu…
İsrail seçimlerinde sandıktan sürpriz çıktı. Başbakan Benjamin Netanyahu’nun partisi Likud Knesset’teki çoğunluğunu kaybetti; muhtemelen hükümeti de o kuramayacak. En başarılı sonuç ‘Blue and White’ (Mavi ve Beyaz) adını taşıyan bir ittifak. İttifakı oluşturan partilerden biri (Gantz’ın ‘İsrail Direniş partisi) geçen yıl (Eylül 2018), diğeri (Ya’alon’un Telem Partisi) üç yıl önce (Mayıs 2016), üçüncüsü (Yair Lapid’in Yesh Atid) de yedi yıl önce (2012) kuruldu.
Yeni üç parti Netanyahu’yu yerinden etme amaçlı bir ittifakla istedikleri sonucu alabildi.
Bugün Avrupa’da da iktidarda bulunan partilerin önemli bir bölümü on yıl önce siyasi hayatta yoktular. Avrupa’da ‘yeni partilerin yükselişi’ adı verilebilecek bir süreç yaşanıyor.
Seçmenler iktidarda denenmiş partiler yerine yeni oluşmuş olanları tercih etmeye başladı.
İtalya’da, Almanya’da, Fransa’da yaşandı bu. İngiltere’de ilk seçimde yaşanması muhtemel olan da bu.
Netanyahu, arkasına ABD başkanı Donald Trump’ı da alarak, ülkesindeki fanatik unsurların hayallerini gerçekleştirecek bir programı hayata geçirmeye başlamıştı. En son girişimi, işgali altında tuttuğu ve yasadışı yerleşim yerleriyle donattığı Batı Şeria’nın önemli bölümünü İsrail topraklarına katma hazırlığıydı.
İktidarının devamını çantada keklik görüyordu Netanyahu.
Şimdi başına gelenin şaşkınlığını yaşıyor.
İsrail’de olanın anlamı
İsrail’de sonuçları beklenmeyen seçimi uzaktan takip ederken olan ile bizde henüz yeni filizlenmeye başlamış siyasi hareketlenme arasında paralellikler kurarak benzerlik çıkarma gayreti içerisinde değilim. Her ülkenin kendine özgü şartları, partilerinin başka ülke partilerinden farkları, seçmenlerinin değişik eğilimleri vardır ve bunların incelikleri bilinmeden seçim sonuçlarından genel hükümler çıkartılamaz.
Ancak yine de meydana gelenden dersler alınabilir.
Bizde bir ara sıkça kullanılan ‘beka’ sözcüğü İsrail siyasetinde de yıllardır günlük kullanımda. Etrafı gerçek anlamda ‘düşman’ sayılabilecek ülkelerle çevrili bir ülkedir İsrail. Orada yaşayan insanların tarihi de ‘beka’ sözcüğünü gündemde tutmaya yarayacak ayrıntılarla doludur. İşgal altında tuttuğu topraklar yüzünden İsrail ‘düşmanı’ sınırları içinde de barındırır.
Netanyahu o kavramın içini doldurmada ve tepe tepe kullanmada en maharetli politikacıdır.
Seçimin hemen öncesinde Gazze’den atılan füzeler de İsrail’de Netanyahu’nun istediği türden bir atmosferin doğmasına yaramıştı.
Buna rağmen İsrail seçmeni, ülke içerisindeki azınlıklarla iyi geçinmeyi ve özellikle Filistin sorununa ‘barışçı’ yaklaşmayı programına almış yeni ittifaktan yana oy kullanabildi.
Fanatikler yine “Netanyahu” dedi, ama verdikleri oylar onu yeniden başbakan yapmaya yetmedi.
Oyların muhalefet cephesinde yoğunlaşmasında eskimiş iktidar hakkında ileri sürülen yolsuzluk iddiaları da önemli bir rol oynadı.
Hemen her ülkede birbiri ardına seçimler kazanmış olan siyasi partiler de İsrail’de seçimlerden önce Netanyahu’nun sergilediği türden kendine aşırı güven görüntüsü verdiler. Bir bölümü girdikleri seçimlerde bu kendine fazla güvenmenin boşa çıktığı gerçeğiyle karşı karşıya kalabildi.
Kitleler, eski-yeni fark etmez, kendilerinden oy isteyenlerin neyi temsil ettiklerine bakarak karar veriyorlar. Partiye sadakat sanıldığı kadar oy kullanmada belirleyici olmuyor.
Yeni partiler sırtlarında herhangi bir olumsuz bagaj olmadığı için de kitlelerden ilgi görebiliyorlar.
Mavi/Beyaz
Eski politikacıların karşılarına çıkan yeni rakiplerine şans tanımamaları normal; ancak yeni yüzler bu durumlarını iyi kullanabilir ve ülke sorunlarının çözümünde daha başarılı olabilecekleri güvenini kitlelere aktarabilirlerse, ilk girdikleri seçimde bile başarılı olabiliyorlar.
‘Mavi ve Beyaz ittifakı’ İsrail’de o başarıyı gösterebildi işte.
Netanyahu yine de hükümeti kendisi kurmak için ayak oyunlarına başvuruyor, gerekirse zaten iki kez üst üste yapılan seçimi bir üçüncüsüyle tekrarlatmak da dahil siyasi krizden güçlenerek çıkma hamleleri planlıyor.
Ancak ‘yenilmez’ bilinen birinin yenilebildiğinin görünmesi onu seçmen gözünde daha zayıf hale getiriyor. Her yenilenen seçim ‘yenilmez’ bilinen politikacıyı biraz daha yenilebilir kılıyor.
Benim İsrail seçimleri ardından tabloya bakarak çıkardığım sonuç bu.