Yeniden adalet için!

 ''Yargıya güveniyorum'' ve ''Yargıya çok güveniyorum''

Yeniden adalet için!


Yeniden adalet için!

2020’nin sonlarına doğru MAK yaptığı bir araştırmada, halkın kurumlara güvenini sorgulamıştı… Sonuç, ülkedeki adalet duygusu açısından son derece kötüydü… Sorulan kurumlar arasında ‘en az güvenilir’ kurum maalesef ‘yargı’ çıkmıştı…

Bu güven sarsılmasının boyutlarının tam anlaşılması için sayıları verelim: ''Yargıya güveniyorum'' ve ''Yargıya çok güveniyorum'' diyenlerin toplamı sadece yüzde 18’di ve yargı bu hâliyle ‘medya’nın bile gerisinde kalmıştı… Dolayısıyla sormak gerekiyordu: Ekonomideki yıkım düzeltilebilir, afetler aşılabilir, savaş yenilgileri bile telafi edilebilir de yargıya güven sarsıldığında, yeniden güven nasıl ve ne kadar zamanda inşa edilebilir?

***

Siyasîlerin kokain tartışmalarıyla anıldığı, ülkenin ağır töhmet altında kaldığı, gayrimeşru unsurların kimi siyasîler tarafından kullanıldığı, hatta ilişkinin ortaklığa dönüştüğü, devlet gücünün bu anlamda istismar edildiği, medyanın ezici çoğunluğunun kirli para işlerinde payandalık yaptığı, yargının ise konuşulamayacak hâle geldiği ülke iddiaları sık sık bu sütunlarda da işlendi…

Daha önce “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinde sıfır kilometrede veya az kullanılmış yeni bir ortakla yeniden soluklanma şansı pek görünmediğine göre, tek şans, adı konulmamış bir temiz eller operasyonu… Bu hamle hem ona zaman kazandıracaktır hem de millet açısından hukukun varlığını yeniden hissetmeye yarayacak bir manivela olacaktır” demiş ve tamamen siyasî taassupla bir koruma duygusu egemen olursa, hiç şüphe yok ki çürümenin süreceğini, mevcut görüntünün içinde bulunduğumuz ekonomik zaafla birlikte oluşturacağı komplikasyonun iktidar kadar devlete de zarar vereceğini ifade etmiştik…

***

Son zamanlarda bazı gelişmeler yaşanıyor… Devlet, siyaset ve onun organlarıyla girift bir ilişkiye geçmiş yapılarla ilgili henüz adına tam anlamıyla ‘topyekûn temiz eller operasyonu’ diyemesek de ilk düğmelerin doğru iliklenmeye başlandığına dair, özellikle İçişleri ve Emniyet’te kendini hissettiren bir irade var…

Halkta bozulan ‘adalete güven’ duygusunun tamiri de bu yoldan geçiyor… Siyaset, yargı veya güvenlik bürokrasisiyle iç içe geçmiş suç odaklarının ya da para sahiplerinin, adalet duygusunun kemirilmesindeki payı çok yüksek… Yeniden ‘adalet duygusu inşası’nın yıkıldığı yerden yani tam buradan başlaması gerekiyordu…

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı bile ülkenin başkentinde katledilirken, katillerin, üniformasına ihanet eden polisler eskortluğunda, yüzlerce kilometre öteden taşındığı gerçeği bile çürümenin boyutlarını ele veriyordu zaten…

***

‘Suç’ ve ‘suçlular’la ilgili ortaya çıkan kararlılığın önüne ‘itibarsızlaştırma’ ve ‘yalnızlaştırma’ gibi zorluklar çıkarılmak istenebilir… Ama bunun çok büyük bir karşılığı olmayacaktır… Çünkü çürümeye karşı toplumsal tepki ve adalet arayışı sanılanın çok daha üzerindedir…

2021’deki satırlarımızla tamamlayalım yazıyı: “Bu, sürdürülebilir bir hâl kesinlikle olamaz… Olup bitenler yok sayılamaz… Bu kir pas, halının altını süpürülemez… Süpürmeye kalkan kendisini de bir anlamda süpürmüş olur…

Devlet, elbette züccaciye dükkânına girmiş fil gibi davranamaz ama kişilerin, kurumların ve iktidarların ötesinde var olan mevcudiyetini korunaklı hale getirmek için gerekeni yapmak durumundadır… Kime uzanacaksa uzansın, temiz eller operasyonu şarttır…”

Adalet duygusunun yeniden inşası için, siyasetin, yargının ve güvenlik bürokrasisinin itibarı için, devlet için…

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yeniden-adalet-icin-713798h.htm

SERVET AVCI / YENİ ÇAĞ