Yeniden Çözüm Süreci: Büyük Türkiye Yolunda İleri Adımlar Atılmalı

Türkiye, Abdullah Öcalan ile de, Fethullah Gülen ile de görüşmelidir

Editor

Ekim 17, 2024 - 10:16

Yeniden Çözüm Süreci: Büyük Türkiye Yolunda İleri Adımlar Atılmalı

YUSUF İNAN YAZDI...

Yeniden Çözüm Süreci: Büyük Türkiye Yolunda İleri Adımlar Atılmalı

Türk siyasetinde yeniden "Çözüm Süreci" veya "Demokratik Açılım" tartışmaları gündemde. Fakat bu tartışmalarla birlikte, benzer söylemler ve eleştiriler de hızla ortaya çıkmaya başladı: "Türkiye, teröristle diyalog kurmaz!" diye kestirip atılıyor. Ancak burada çok temel bir yanlışa düşülüyor. Devletin teröristle değil, kendi vatandaşıyla konuşma yükümlülüğü vardır. Çünkü vatandaşın taleplerini dinlemezseniz, onları dışlarsanız, terör bu boşlukta filizlenir.

Devletin Vatandaşıyla Diyalog Kurma Zorunluluğu

Modern dünyada ve özellikle yapay zekâ çağında, devletlerin vatandaşlarını dinlemekten kaçınması mümkün değildir. Türkiye’nin de bu noktada yapması gereken, vatandaşlarının taleplerine, isteklerine ve ihtiyaçlarına kulak vermek; onların fikir ve birikimlerini devlet ve millet adına değerlendirmektir. Eğer büyük devlet olmanın gereği buysa, Türkiye bunu başarmalıdır.

Devletin büyüklüğü sadece askeri gücünde değil, aynı zamanda tüm vatandaşlarına – kökeni, mezhebi veya etnik kimliği ne olursa olsun – eşit bir şekilde muamele edebilmesinde yatar. Büyük devletler, gerektiğinde teröristle de diyalog kurar, çünkü sorunları çözmenin tek yolu diyalogdan geçer.

ABD'nin Stratejisi ve Türkiye'nin Kaçırdığı Fırsatlar

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), tam da bu noktada karşımıza stratejik bir örnek olarak çıkıyor. ABD, YPG'yi silahlandırıp, Kürtlerden bir ordu kurarak bölgede etkinlik kurdu. Bizim dinlemeye yanaşmadığımız, görmezden geldiğimiz bir topluluktan ABD, kendi çıkarlarına uygun bir yapı inşa etti. Türkiye ise, aynı etnik kökenden gelen insanları bir arada tutamadığı, onları dinleyip doğru yönlendiremediği için bu fırsatı kaçırdı.

Bu nedenle, Türkiye sadece PKK ile değil, YPG ile de konuşmalıdır. Bu diyalog, terörle mücadelede yeni bir strateji geliştirmenin en etkili yolu olabilir. Kibirle ve ön yargılarla hiçbir sorun çözülemez. Aksine, kibir sorunları büyütür ve kontrol edilemez hale getirir.

Türkiye’nin Stratejik Hamlesi: Büyük Birleşik Türkiye

Rusya ve Amerika, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir tür federatif yapısına benzer bir birleşik devletler yapısı inşa ederken, Türkiye neden kendi modelini oluşturmasın? Osmanlı İmparatorluğu, milletleri bir arada tutmayı başaran büyük bir şemsiye devletti. Bugün Türkiye de benzer bir yapıyı kendi içinde kurarak, bu toplulukları yeniden bir araya getirebilir.

Bu süreç, Büyük Ortadoğu Planı değil, Büyük Türkiye İmparatorluğu ve Federasyonu ile sonuçlanmalı. Türkiye, içteki birlik ve beraberlik ruhunu yeniden inşa etmeli ve bu süreci, küresel bir güç olarak tamamlamalıdır.

İnisiyatifi Ele Almak: Herkesle Görüşmek Gerekir

Bu noktada Türkiye, sadece kendi iç meselelerinde değil, uluslararası ilişkilerde de inisiyatifi elinde tutmalıdır. Büyük devlet olmak, herkesle konuşabilmek, diyalog kapılarını açık tutmak demektir. ABD’nin YPG lideri Mazlum Kobani'yi "General" diye onurlandırması, stratejik bir hamlenin parçasıdır. Türkiye ise, kendi vatandaşlarını ve bölgesel aktörleri küçümsemekten vazgeçmeli, onlara saygı göstermelidir.

Türkiye, Abdullah Öcalan ile de, Fethullah Gülen ile de görüşmelidir. Bu görüşmeler, düşmanı küçümsemek yerine, onu anlamaya ve kendi stratejik hamlelerini geliştirmeye yönelik olmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye, büyük stratejik fırsatları kaçırmaya devam eder.

Büyük Türkiye’nin İdeal Modeli: Birlik ve Beraberlik

Türkiye, bugün büyük bir imparatorluk kurma potansiyeline sahip bir devlettir. Ancak bu, içteki birlik ve beraberliği sağlamadan, vatandaşlarını istisnasız kucaklamadan gerçekleştirilemez. Osmanlı, himayesi altındaki milletlerle bir bütün olmayı başarmış, onları kendi bünyesinde rehabilite etmişti. Türkiye de, ancak bu yolu takip ederse, başarılı olabilir.

Sonuç olarak, Türkiye içte ve dışta herkesi dinlemeli, diyalog kurmalı ve ortak akılla hareket etmelidir. Bu ülkenin çocuklarını başka ülkelerin kucağına iteklemek yerine, onları sahiplenerek, onların potansiyelini Türkiye'nin gücü adına kullanmalıdır. Büyük Türkiye yolunda atılacak her adım, bu stratejinin bir parçası olmalıdır.