71 yıldır tiyatro sahnelerinde 100'den fazla oyuna imza atan Kenter, akciğer rahatsızlığına yenik düştü ve 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Kenter'in vefatının ardından gündeme gelen vasiyeti ise tartışılmaya devam ediyor.

2008 yılında Oda Tv'ye konuşan Kenter, öldükten sonra yakılmak istediğini söylemişti. Kenter bu vasiyetinin sebebini ise şu sözlerle açıklamıştı:

Ben yakılmak istediğimi söylüyorum. Bunun sebebi var zaten. Mecbur olacaklar ileride bunu yapmaya. Mezarlıklar adam almıyor artık. Geçen gün benim yengem öldü. Ölüsünü ağabeyimin yanına gömdüler; üstüne gömdüler yani. Fakat yol diye bir şey yok, yollara bile gömmüşler ve üstüne basıyorsun yüreğin titriyor.

Kenter yakılmayı dini nedenlerle istememişti. 

Mezarlıkların çok dolu olduğunu ve bunun defnedilen ölülere saygısızlık anlamına geldiğini düşünüyordu.

Türkiye’de definler Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'ndaki hükümler uyarınca gerçekleştirilebiliyor. Ve bu kanunun 224. maddesine göre ölülerin yakılması önünde kanunen bir engel bulunmuyor. Söz konusu maddede ölülerin yakılması için "Fenni usül dairesinde fırınlar yaptırılabilir."

Ölü yakmak için başvuruyu belediyelerin yapması gerekiyor.

1930 yılında kabul edilen bu kanunda, belediyelerin Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti'ne başvurması gerektiğini ifade ediliyor. Yani eski adıyla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı. 

Şimdi ise bu işlem için hangi makama başvurulacağı konusunda bir kafa karışıklığı var.

Yakılmadan önce yapılacak işlemler

Kanuna göre bir cenazeyi fırında yakabilmek için öncelikle vefat edenin hastalığı sırasında onunla ilgilenen doktor rapor yazmalı. Öncelikli şartlardan biri de vefat edenin, sağlığında yakılmak istediğini açıkça söylemiş olması. Bunun için resmi bir vasiyet ya da 3 kişinin şahitliği gerekiyor. 

Polis de ölümün herhangi bir cinayet olmadığına yönelik rapor düzenledikten sonra 24 saat içinde belediyeye başvuru yapılması gerekiyor.

Ama cenaze yakılsa dahi geriye kalan küller, kanuna göre mezarlığa gömülmeli.

"Yakılmak isteneni Almanya'ya yönlendiriyor, küllerini getiriyoruz"

Köksal Cenaze Genel Müdürü Şerif Köksal, Türkiye'de krematoryum olmadığını söylüyor. Zaman zaman Türkiye'de öldükten sonra yakılmak isteyenlerle karşılaştıklarına değinen Köksa, "İnançları gereği ya da vasiyetleri üzerine yakılmak isteyenler oluyor. Böyle durumlarda cenazeyi Almanya'ya yönlendiriyoruz. Cenaze orada yakılıyor, küller de aileye teslim ediliyor" dedi.

Külleri vazonun içinde saklıyorlar

Külleri kiminin kendi bahçesinde toprağa gömdüğünü kiminin denize attığını kiminin de vazonun içinde evinde tuttuğunu söyleyen Köksal, "14 yıldır cenaze işi yapıyoruz. Bu süreç içinde en fazla 10 defa karşılaşmışımdır" dedi.

Köksal, turistlerin ve yabancıların yoğun olduğu şehirlerde bununla daha çok karşılaşıldığını belirtiyor. Ölü yakmanın İslam dinine göre caiz olmadığına değinen Köksal, "Bu nedenle Türkiye'de ölü yakmaya izin verilmiyor" şeklinde konuştu.

İBB: Bize başvuru olmadı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Ayhan Koç, konuyla ilgili sorularımız üzerine “Belediye yönetiminin değişmesi, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının hiçe sayılacağı anlamına gelmez. Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nde yakılmayla ilgili yasak varsa o İstanbul'da devam eder. Kanunen bize düşen neyse biz onu yaparız” dedi.

Yıldız Kenter'in cenazesiyle ilgili kendilerinde muallak olan hiçbir durum olmadığını söyleyen Koç, Kenter'in ailesinden de böyle bir başvuru gelmediğini ifade etti.

Leyla Gencer'in cenazesi yakılmıştı

2008 yılında, ünlü soprano Leyla Gencer, vasiyeti üzerine öldükten sonra Milano'da yakılmış, külleri ise İstanbul Boğazı'na serpilmişti. 

Yakılmak istendiğini söyleyen Kenter, Levent Afet Yolal Camii'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazının ardından Aşiyan Kabristanı'nda torağa verilecek.

Sivas merkezli şirket dünyaya krematoryum satıyor: Türkiye için girişimlerimiz var

Türkiye’de “cenaze yakma” işlemi yapılamasa da Sivas merkezli bir şirket krematoryum üretip ihraç ediyor. 2014 yılından bu yana krematoryum ihraç eden Volinox isimli şirketin genel müdürü Volkan Yılmaz, bu ürünleri genellikle Hindistan, Almanya, Belçika ve Fransa’ya sattıklarını söylüyor.

Erbil’deki azınlık gruplarından da bu ürünleri isteyenler olduğuna değinen Yılmaz, “Türkiye’de yakılmak isteyen çok fazla kişi var ama ülkemizde uygun bulunmuyor” dedi.

Bir krematoryum özelliklerine göre ortalama 600 ila 900 bin dolara üretiliyor. Morg ve otopsi ürünleri üreten Yılmaz, daha önceki yurtdışı gezilerinde krematoryum üretmeyi de kararlaştırmış. Krematoryuma yurt dışında çok rağbet olduğunu söyleyen Yılmaz, “Satışlardan çok memnunuz. Aslında Türkiye pazarına da açılmak istiyoruz. Bürokrasi üzerinden çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Cihat Arpacık Muhabir @Arpacik 

The Independentturkish