Yorum: Interpol Türkiye'ye insan haklarını hatırlattı

Banu Güven Interpol'ün Türkiye'ye verdiği cevabı yazdı.

Yorum: Interpol Türkiye'ye insan haklarını hatırlattı


Yorum: Interpol Türkiye'ye insan haklarını hatırlattı

Genel Sekreterlik, Ankara'daki Interpol Ulusal Merkezi Bürosu'na "Teşkilatın kuralları ve Ana Tüzüğü'ne uyma yükümlülüğünü" hatırlattı. Banu Güven Interpol'ün Türkiye'ye verdiği cevabı yazdı.

Türkiye, hak hukuk alanında üyesi olduğu ya da yetkisini kabul ettiği uluslararası kuruluşların hiçbirinin ilkelerini takmıyor, hiçbiri tarafından da güvenilir bulunmuyor. Bu kuruluşlara Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı Interpol de dahil. Interpol bir süredir Türkiye'den gelen kırmızı bülten taleplerini ince eleyip sık dokuyor. Bu taleplerin kuruluş ilkelerine uymadığı görüşünde olan Teşkilat, Euronews'a Can Dündar ile ilgili Türkiye'den daha önce gelen kırmızı bülten talebini reddettiğini resmen açıkladı. Peki, bu talepleri reddetme gerekçesi Türkiye'ye nasıl bildirildi? Ben de Interpol'e bunu sordum. Cevap hızlı geldi.

Gazeteci Banu Güven

Gazeteci Banu Güven

Interpol Sözcüsü, soruma yazılı olarak verdiği cevapta şunları söyledi: Genel Sekreterlik, Ankara'daki Interpol Ulusal Merkezi Bürosu'na, yani Interpol Daire Başkanlığı'na, "Teşkilatın kuralları ve Ana Tüzüğü'ne uyma yükümlülüğünü" hatırlattı. Interpol Genel Sekreterliği, bunu yaparken, Teşkilatın Ana Tüzüğü'nün 2. Maddesinde yer alan "Tüm Kriminal Polis Birimleri arasında, değişik ülkelerdeki yasalar çerçevesinde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ışığı altında, karşılıklı olarak en geniş düzeyde yardımlaşmayı sağlamak" ilkesine dikkat çekti. Interpol'ün sözcüsü Ana Tüzük'ün şu bölümüne de dikkat çekildiğini aktardı: "Teşkilatın politik, askeri, dini ve ırki karakterli faaliyetlerde bulunması ve bunlara müdahale etmesi tamamıyla yasaklanmıştır."

Kurallar ve ilkeler böyleyken, Can Dündar hakkında tekrar iletilecek kırmızı bülten talebinin kabul edilme ihtimali bence hiç yok. Çünkü son talebe dayanak oluşturan, "Can Dündar'ın silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım ettiği" iddiası da önceki mahkeme kararları gibi, hukuk değil, fena halde politika kokuyor.

Interpol Türkiye'nin, özellikle de Suriye'ye silah taşıyan MİT tırları haberi üzerine "Onu öyle bırakmam" diyen Erdoğan'ın, Can Dündar hakkındaki kırmızı bülten taleplerinin politik olduğunu görüyor. Teşkilat bu konuda Türkiye'den 2013'te gelen benzer bir talep üzerine, Almanya vatandaşı yazar Doğan Akhanlı hakkında kırmızı bülten çıkarmıştı. Akhanlı 2017'de İspanya'da tatildeyken gözaltına alınmıştı. Bu olaydan sonra Interpol kırmızı bülten taleplerine daha ihtiyatlı yaklaşmaya başladı.

Peki Can Dündar ile ilgili bu son kırmızı bülten talebi Teşkilatın eline ulaştı mı? Talep 9 Haziran 2021 itibariyle henüz ulaşmamıştı. Ulaşınca da Bülten Çıkarma ve Yayınlama Birimi tarafından ele alınacağı açıklandı. Bunun sonunda Ankara'ya gidecek cevap belli: "Yükümlülüklerinizi hatırlayın."

Ne var ki, Beştepe, yani Erdoğan yükümlülük falan hiç tanımıyor artık.  Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın serbest kalmalarına dair kararlarını uygulamayan Türkiye'ye sonunda kırmızı kart çıkardı. Bakanlar Komitesi Osman Kavala'nın serbest kalmasını öngören AİHM kararlarına uymadığı gerekçesiyle, Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürü başlatacağını duyurdu. Ayrıca Türkiye'ye Selahattin Demirtaş'ın kesinleşen kararını uygulanması için bir eylem planıyla birlikte 22 Haziran'a kadar süre verildi. İhlal süreci ilerlerse, Türkiye'nin Konsey'deki oy ve veto hakkının askıya alınması söz konusu olabilecek.

Bu üç isim, Can Dündar, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala, biliyoruz ki, Erdoğan'ın kişisel olarak garez güttüğü isimler. Gördüğünüz gibi itibar yerlerde, ama Beştepe'nin umurunda değil gibi. 

Banu Güven

 Deutsche Welle Türkçe