Yunanistan'ın cemevi kararı ne anlama geliyor?
"Türkiye'ye örnek olsun" diyen de var, temkinli yaklaşan da
Yunanistan'ın cemevi kararı ne anlama geliyor? "Türkiye'ye örnek olsun" diyen de var, temkinli yaklaşan da
Yunanistan, Batı Trakya'daki Büyük Dervent köyünde açılan cemevini ibadethane olarak kabul ederek, ruhsat verdi. Bu karara, Türkiye'deki Alevi kamuoyunca olumlu yaklaşan olduğu gibi, temkinli bakanlar da var
Yunanistan'ın Türkiye sınırındaki Meriç iline bağlı Büyük Dervent köyünde geçen günlerde ülkenin ilk ruhsatlı cemevi olan Büyük Derbent Cemevi'nin açılışı yapıldı.
Yunan makamlarının resmi izniyle açılan cemevinin dini ve sosyal faaliyetler için kullanımına onay verildi.
Cemevine din işlerinden sorumlu Yunanistan Eğitim Bakan Yardımcısı Angelos Syrigos da ziyarette bulundu.
Sözkonusu gelişme kimi medya kuruluşlarında "Yunanistan, Aleviliği resmen tanıdı" başlıklarıyla kamuoyuna yansıtıldı.
Yunanistan'da bir zamanlar diğer Balkan ülkeleri gibi Aleviliğin ve Bektaşiliğin yoğun olduğu ülkelerden biriydi.
Ancak Kurtuluş Savaşı'nın ardından mübadele sürecinde Alevilerin büyük bir kısmı Türkiye'ye göç etti.
Ama halen özelikle Batı Trakya'da Alevilerin yoğunlukta yaşadıkları köyler mevcut.
Bölgeye 14. yüzyılda Aleviliği getirdiğine inanılan ve "Kızıl Deli" adıyla da bilinen Seyyid Ali Sultan'ı anmak için her yıl 6 Mayıs'ta dergahının bulunduğu Ruşanlar köyünde yapılan etkinliklere Türkiye dahil çeşitli ülkelerden katılım oluyor.
Peki söz konusu gelişme ne anlama geliyor? Türkiye'deki Aleviler bu kararı nasıl yorumluyor? Bu soruyu Alevi kamuoyunda yakından tanınan isimlere yönelttik.
"Yunanistan, AİHM kararına uyuyor"
Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek, bu bilginin yanlış olduğunu belirterek, Yunanistan'ın Aleviliği ayrıca özel olarak tanımadığını, tanımasına da gerek olmadığını ifade etti.
Bermek, bunun nedenini şöyle açıkladı:
Türkiye'deki hukuki girişimlerimizin ardından başvurumuz sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) zaten Aleviliği bir inanç olarak tanımlamıştı. AİHM'in bu kararı yalnızca Türkiye'yi değil, Yunanistan'ı da ve toplamda Avrupa Konseyi'ne üye 49 ülkenin tamamını bağlıyor. Bundan dolayı Türkiye hariç Avrupa Konseyi üyesi devletler ülkelerindeki Alevi ibadethanelerini, ibadethane statüsünde kabul edip, kendi yasaları çerçevesinde diğer ibadethanelere ne destek veriyorsa o haktan faydalandırıyorlar.
Lozan'dan sonra ilk ruhsatlı cemevi
Bermek, cemevinin açılışında her ikisi de öğretmen olan Mümin-Fatma Pireli çiftinin büyük çabası olduğunu söyleyerek, "Yasal gereksinmeleri yerine getirdiler. Lozan'dan sonra ilk defa ruhsatlı bir cemevi açılışı yapılmış oldu" dedi.
"Yunanistan, orada zaten var olan Alevi topluluğunun varlığını kabul ediyor"
Kararın olumlu olduğunu aktaran Bermek, sosyal medyada kimi kişilerin Yunanistan'ın Müslüman azınlık içinde mezhep ayrımı yaratmaya çalıştığı iddiasıyla ilgili de şunları söyledi:
Adamlar yasaları çerçevesinde 'cemevi kuracağım' diyen vatandaşlarına onay veriyor. Yunanistan'ın oradaki Müslüman azınlığı bölmeye çalıştığı yok. Zaten orada var olan Alevi topluluğunun varlığını kabul ediyorlar.
20 civarı Alevi köyü ve beş bine yakın Alevi var
Alevilik üzerine araştırmaları bulunan yazar Ayhan Aydın, Balkanlar'da bulunan Alevi ve Bektaşi yerleşimlerindeki saha çalışmalarıyla da biliniyor.
Bu amaçla pek çok kerelere Yunanistan'a da giden Aydın, bu ülkede 20 civarında Alevi köyünün olduğunu ve 170 bin kişi civarındaki Türk azınlığın, beş bine yakının Alevi olduğunu söyleyerek sözlerine başladı.
Yunanistan'daki Alevi-Bektaşi toplumunun istekleri doğrultusunda haklarını vermesinin doğal olduğunu söyleyen Aydın, buna karşın alınan karara karşı temkinli.
"Yunanistan, Türk azınlığın haklarını tanımıyor. Alevilere sıcak bakmasına ihtiyatla karşılamak gerekir"
Yunanistan'ın ülkesindeki Türk, Arnavut, Makedon azınlıkların haklarını hiçbir zaman tam anlamıyla vermediğini öne süren Aydın, iddialarını şöyle sürdürdü:
Yunanistan'da en az 170 bin (normalde 250 bin) Türk azınlığı yaşamaktadır. AB üyesi Yunan Devleti bu topluluğun çoğu hakkını kendilerine tanımamaktadır. Hala tam anlamıyla Türkçe konuşup, örgütlenip, kültürel faaliyetlerde bulunmalarına, hatta Türkçe tabelalarla dükkân bile açmasına bile izin vermemektedir. Yunan devletinin, sözde AB müktesebatıyla ilişkilendirerek ülkesindeki Alevilere sıcak bakmasına, onların haklarını vermek istemesine ihtiyatla yaklaşmak gerekir.
"Alevi toplumu, Yunan ve Türk devletlerinin çatışma sahasında kalmasın"
Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:
Tek dileğimiz şudur ki; Alevi-Bektaşi toplumu bu sefer de Yunan ve Türk devletlerinin milli politikalarının çatışma sahasında kalmasın, bunca yıllar çektikleri çilelere yenileri eklenmesin.
"Yunanistan'ın kararının Türkiye'ye örnek olmasını diliyorum"
Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat da Yunanistan'ın Alevilere haklarını tanımasını olumlu bulduğunu vurguladı.
"Sosyal medyada bu konuda paylaşım yaptığım zaman bazı dostlarımızdan Yunanistan'a güvenilir mi yorumları geldi" diyen Fırat, "Bu devirde bu yaklaşımları bırakmak lazım. Sevgi, barışı egemen kılmak gerekiyor. Yunanistan'ın aldığı bu kararı çok anlamlı buluyor ve Türkiye'ye örnek olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
"Ziyaret ettikleri yeri resmi olarak tanıyın deyince yanaşmıyorlar"
Türkiye'de Alevilerin haklarının halen tanınmadığını ve devlet kademelerinde yer verilmediğini öne süren Fırat, sözlerini şöyle tamamladı:
Türkiye'de cemevlerine siyasiler, devletin erkanı dahil herkes geliyor, ziyaret ediyor. Belediyeler cemevlerini yapıyorlar. Buraya kadar sorun yok. Ancak ziyaret ettikleri yeri resmi olarak tanıyın dediklerinde buna yanaşmıyorlar. Bu anlayışın değişmesi gerekiyor. Bu hakların artık Türkiye'de de tanınması gerekiyor.
The Independentturkish