Yüz yüze eğitimde ‘Adaptasyon’ sorununa dikkat

“Pandemiyle birlikte odaklanma süremiz kısaldı”

Yüz yüze eğitimde ‘Adaptasyon’ sorununa dikkat


Yüz yüze eğitimde ‘Adaptasyon’ sorununa dikkat

www.iyipsikolog.com  

Yüz yüze eğitime geçen öğrencilerin okula adaptasyon konusunda zorluk yaşayabileceklerini söyleyen PDR Uzmanı Prof. Dr. Bilge Öztürk, okul öncesi ve ilkokul çağındaki öğrencilerin uyum konusunda daha yetenekli olduklarını söyleyerek, üniversite ve lise çağındaki öğrenciler için ise uyarılarda bulundu. 

 Pandemi koşulları nedeniyle yaklaşık 2 yıldır eğitimlerine online devam eden öğrenciler, yüz yüze eğitime başlamanın heyecanını yaşıyor. Uzun süredir okul sıralarından uzak kalan öğrencilerin adaptasyonu konusunda da uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Bahçeşehir Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğr. Üyesi Prof. Dr. Bilge Uzun, ilkokul öğrencilerinin adaptasyonunun kolay olacağını söylerken, üniversite öğrencileri konusunda ise uyarılarda bulunuyor. 

 “Pandemiyle birlikte odaklanma süremiz kısaldı”

 Öncelikle adaptasyon ve pandemi konusuna değinen Prof. Dr. Bilge Uzun, “2020 Mart ayında diğer dünya ülkeleriyle birlikte pandemi sürecine girdiğimizde benzer bir durum vardı. Acaba adapte olabilecek miydik? O zamana kadar alışa gelmiş rutinlerimizi değiştirerek yeni duruma uyum sağlamamız gerekiyordu. Hiç alışık olmadığımız biçimde, işimizi ve derslerimizi evden yönetmemiz gerekmişti. Şimdi yeniden benzer bir durumla karşı karşıyayız. ‘Yeni normale adapte olmak’ Bedenimizin alışkın olduğu sistemi bir anda değiştirmemiz mümkün olabilir mi dersiniz? Hayır. Kaldı ki, dünya 1 buçuk yıl önce bıraktığımız yerden mi devam ediyor? Hayır. Koşullar değişti. Çünkü artık kaygılarımız var, endişelerimiz, oturmaya alışmış bedenlerimiz, daha kısa süren odaklanma kapasitelerimiz. Çünkü artık sosyal mesafe bilincimiz var, insanlarla etkileşim halinde olduğumuzda ağız ve burnumuzu içine alacak bir maskelerimiz var. Zihnimizi sürekli meşgul eden, görmediğimiz virüslere yönelik olasılıklarımız var. 1 buçuk yıldır alıştığımız evden çalışmak formunun dışına çıkmamız gerekiyor artık. Alışkanlıklar bir gecede değişecek durumlar değildir. Bir davranışın alışkanlığa dönüşmesi için düzenli tekrarı, bu davranış örüntülerinin ise yaşam biçimi haline gelmesi gereklidir. Bu doğrultuda öğrencilerin 1 buçuk yıldır aynı şekilde tekrar yaptıklarını düşünürsek, şimdi başka bir forma geçmek zaman alacaktır. İşte buna adaptaston diyoruz” şeklinde konuştu. 

 “Çocuklar Alışkanlıklarını Yetişkinlerden Daha Kolay Değiştirebilir”

 Okula adaptasyon konusunda, öğrenci grupları arasında önemli değişikliklerin olduğunun altını çizen PDR Uzmanı Prof. Dr. Bilge Uzun, okul öncesi ve ilkokul çağındaki öğrencilerin uyum konusunda daha yetenekli olduklarını söyledi. Uzun şöyle devam etti, “Çocuklar için yeni duruma uyum sağlama yetişkinlerden daha kolay olur. Bambu örneğinden gidelim. Henüz gelişmekte olan bambuyu eğip bükmeniz kolaydır. Oysa olgunlaştığında kargıya dönüşür, onu eğip bükmeye çalıştığınızda kırılacaktır. Yani yeni duruma uyum sağlaması daha da güçleşecektir. Bu bağlamda çocuklar alışkanlıklarını yetişkinlerden daha kolay değiştirebilirler. Çünkü onların yer, zaman, düşünce ve inanç algıları yetişkinlere göre daha esnektir. Bu dönemde en kolay uyum sağlayacak olan grubun okul öncesi öğrencileri olduğunu düşünüyorum. İlkokul çağına gelen çocuğun beyin gelişimi devam ederken, düşünceyi ve sentezlemeyi oluşturan ön lobları büyük ölçüde gelişimini tamamlamıştır. İlkokul öğrencilerinde geçmiş ya da gelecek kavramları henüz gelişirken alışkanlıkları da kolaylıkla değişebilir. Ortaokul döneminde ise çocuklar soyut işleler dönemine geçmiştir. Bu onların düşünme, karar verme ve sentezleme becerilerini arttırır. Hal böyle olunca, alıştıkları rutinden yeni bir oluşuma geçmeleri zaman alacaktır. Öz denetimleri henüz kendilerinde olmadığından, örneğin sabah bakım veren kişi tarafından uyandırılıp okul saatine göre evden çıkmaları, sınıfa girdiklerinde öğretmenleri tarafından yönetilmeleri söz konusudur.”

 “Yeni Normale ayak uydurmaları zor olacaktır”

 Lise ve üniversite öğrencileri hakkında da konuşan Prof. Dr. Uzun, “Lise dönemi, kimliğini arayan grubu temsil eder. Bu dönemde ergenlerin bedenlerinde fırtınalar kopuyordur. Kendi kimliklerini oluşturma, bireyselleşme ve hatta özgürlüklerini ilan etme çabasındayken bir yandan öz denetim diğer yandan dışarıdan denetimle yönetilirler. Hali hazırda her şeye karşı gelmeye hatta isyan etmeye hazır olan bu grup öğrencilerine ‘Pandemi bitti, okula gidiyorsun’ demek sizce neyi ifade eder? Üniversite öğrencileri, beliren yetişkinlik olarak da adlandırılan gelişim grubudur. Bu grup artık kendi ayakları üzerinde durmayı çoktan öğrenmiş ve öz denetimleri gelişmiştir. Çoğu ailesinden uzakta kendi programları çerçevesinde yaşamlarını sürerler. Sabah kendileri uyanmalı, akşam kendileri uyumalıdır. En zor adapte olacak grup diyebiliriz. 1 buçuk yıldır ailelerinin yanından öz ve dışsal denetimle karışmış olan bu grubun, yeni normallere uyum sağlaması diğer gruplara oranla zaman alacaktır. Öğrencilerin duruma yeniden uyum sağlayabilmesi için motivasyon kaynaklarına ihtiyaçları vardır. Bu kaynaklar da önce aileler ardından okullar tarafından sunulabilir. Alışkanlığa dönüşmüş sistemin bir anda değişmesi mümkün olmayacağından kolaylaştırıcılar kullanılması etkili olabilir. Örneğin, ders saatlerinin düzenlenmesi, onların dikkatlerini bulundukları ana yöneltebilmeleri için gerekli olan etkinlikler işe yarayacaktır. Tabii bulundukları “yeni” durumdan keyif almaları da. Evde olmak ve dışarıda olmak arasındaki geçişi sağlayacak aracı faktörler etkili olacaktır.”

www.iyipsikolog.com