Zaman tünelinde 4,5 yıl geriye gidiyoruz

Hak ve tazminat talebi

Zaman tünelinde 4,5 yıl geriye gidiyoruz


Zaman tünelinde 4,5 yıl geriye gidiyoruz

AYM, darbe girişiminden sonra 23 yayın kuruluşunun kapatılmasına dayanak olan KHK maddesini iptal etti ama uygulamadan 4,5 yıl sonra! İMC TV tüm haklarını ve zararlarının tazminini istiyor. Banu Güven DW Türkçe’de yazdı.

Bu iktidarın bir taktiği var: Siyaseten bellediği amaç yolunda engel tanımıyor. İstediğini yapıyor, yıkıyor, yok ediyor, sonrasını boş veriyor. Siyasi öncelikleri hukuka üstün geliyor. Ne Anayasa’nın güvence altına aldığı haklar, ne de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükler umrunda. Kendisinden olmayanı, biat etmeyeni, konuşan muhalifleri susturuyor. Telafisi imkansız zararlar veriyor. "Bu hak ihlalidir" diyen kararları da takmıyor. Çoğu zaman hak ihlalleri tespit edildiğinde iş işten geçmiş oluyor.

Hapishaneler böyle ihlallere uğrayan insanlarla dolu. On binlerce kişi bu şekilde hakkını kaybetti. Ama haber alma hakkı gibi önemli haklarımız da gasp edildi. Bu durumu, Anayasa Mahkemesi (AYM) son iptal kararında tescilledi. AYM, darbe girişimi sonrası Olağanüstü Hâl'de (OHAL) çıkarılan 668 nolu KHK'nın, 23 yayın kuruluşunun kapatılmasına dayanak gösterilen maddesini iptal etti; ama uygulamadan 4,5 yıl sonra!

Bundan 4,5 yıl önce, 4 Ekim 2016’da, 12 televizyon ve 11 radyo kanalı "milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütlerine aidiyeti" oldukları iddiasıyla, sorgusuz, sualsiz, yargısız kapatılmıştı. Bu karara imza atan isim, bir zamanlar muhalefetteyken adaletsizlikten şikayet eden Numan Kurtulmuş’tu. Kapatılan kanallar arasında benim ana haber bültenini hazırlayıp sunduğum, demokratik değerlere bağlı bir yayın politikası izleyen İMC TV de vardı. Başka? İlkelerini "emek, demokrasi, laiklik ve barış" olarak tarif eden Hayatın Sesi TV, Aleviler’in çok izlediği TV10, Zazaca yayın yapan ilk kanal olan Jiyan TV, Kürtçe ve Türkçe iki dilde yayın yapan Azadi TV ve Kürtçe yayın yapan ilk çocuk kanalı Zarok TV bile kapatıldı.

Zarok TV’nin yöneticilerinin kapatılmadan önce yaptığımız söyleşide "Şirinler Gargamel’e galebe çalacak!" deyişlerini unutamıyorum. Bu kanallar arasında bir tek Zarok TV sonradan yeniden açıldı. Diğerlerinin yayın lisansları iptal edildi, frekansları ellerinden alındı, başkalarına satıldı. Mallarına el koyuldu. Şirketler kapatıldı, isimleri ticaret sicilinden silindi.

Hak ve tazminat talebi

İMC TV hemen idare mahkemesinde dava açtı, üst üste gelen olumsuz kararlara rağmen bu işin peşini bugüne kadar bırakmadı. CHP’nin daha sonra yasalaşan KHK ile ilgili açtığı iptal davasının bu şekilde sonuçlanması da, İMC TV ve avukatlarının bu ısrarda ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Kanalın Genel Yayın Koordinatörü Eyüp Burç, "Bu haksızlığa karşı hukuk mücadelesini bugüne kadar sürdürdük. Tam dokuz itiraz dilekçemiz var. Mahkeme AYM kararını tanıyorsa gereğini yapmalıdır. Frekans isteyeceğiz. Zararlarımızın tazminini talep edeceğiz" diyor.

İnsan hakları hukukçusu, avukat Kerem Altıparmak da yapılması gerekenleri şöyle açıklıyor: "İMC TV için açtığımız dava Bölge İdare Mahkemesi’nde devam ediyor. Bu aşamadan sonra mahkemenin 'Bu işlem şu kanunun şu maddesine dayanarak yapılmıştır' deme ihtimali ortadan kalktı, çünkü o hukuk kuralı artık yok. Bu yüzden, bu kanuna dayanılarak yapılan tüm hukuki işlemler de sakatlandı. İdare bizi 4,5 yıl önceki duruma döndürme yükümlülüğünde. Ama hukukta bunun sağlanabilmesi ender görülür. Bu durumda başka önlemler alınır. Tazminat da bunlardan biridir.

Arşiv - Banu Güven, İMC TV haber stüdyosunda (14.04.2016)

Arşiv - Banu Güven, İMC TV haber stüdyosunda (14.04.2016)

Şimdi idare 4,5 yıl öncesine ne kadar dönebilir, buna bakmalıdır. Dönemediği noktada da bu işlemden doğan tüm zararları karşılamalıdır. Yani 'Ben senin malını sattım. Onun değeri budur, onu veriyorum' demelidir. Ayrıca 'Sen 4,5 yıldır bu faaliyeti yapıyor olsaydın, şu gelirleri elde edecektin, sana bunu vermem lazım' da demelidir." Bu İMC TV için yapılması gerekenler listesi. Hukuki süreci sonuna kadar götürmeyen kanallar açısından ne olacağıysa yeni girişimler sonunda belli olacak.

İMC TV kapatıldığında çalışma hakkı gaspedilen bir gazeteci olarak ben de idare mahkemesinde Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı ve RTÜK aleyhine dava açmak istemiştim, ancak Ankara 15. İdare Mahkemesi bu kapatmadan, şirketin sahibi olmadığım, sadece çalışan olduğum için zarara uğramadığıma kanaat getirmiş, davacı olamayacağıma hükmetmişti. Bu karar maalesef kesinleşti. Oysa sadece İMC TV’de değil, diğer tüm kanallarda çalışanlar bu hukuksuz, keyfi, siyasi kapatmaların mağduru oldu. Kanalımıza, haber merkezimize, stüdyomuza, rejiye girip, bizim haber verme hakkımızı, çalışma hakkımızı hoyratça gaspedenler, milyonlarca kişinin de haber alma hakkını elinden aldı.

AYM bu gaspın adını, 7’ye 7 oyla, ama mahkeme başkanının da iptalden yana oy kullanması sayesinde koymuş oldu: Şimdi de önce mahkemeler, sonra da idare bu iptal kararının gereğini yapmalı. Zaman tünelinde 4,5 yıl geriye giderek işe başlayabilirler.

 

Banu Güven

 Deutsche Welle Türkçe