Zeytin Üretimi ve Hasadı: Kaliteyi Artırmak İçin Yapılması Gerekenler

Çözüm Önerileri: Ne Yapılmalı?

Zeytin Üretimi ve Hasadı: Kaliteyi Artırmak İçin Yapılması Gerekenler


YUSUF İNAN YAZDI...

Zeytin Üretimi ve Hasadı: Kaliteyi Artırmak İçin Yapılması Gerekenler

Zeytin, Türkiye'nin en kıymetli tarım ürünlerinden biri olmasına rağmen, ne yazık ki üretim ve hasat süreçlerinde ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu sorunlar, sadece üreticiyi ekonomik olarak zor durumda bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin zeytin ve zeytinyağı kalitesini uluslararası arenada geri plana itiyor. Türkiye, dünya zeytinyağı üretiminde önemli bir paya sahip olsa da bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremiyor. Peki, zeytin üretiminde yaşanan sorunlar neler? Çözüm önerileri nedir?

Zeytin Hasadı ve Üretim Sürecindeki Sorunlar

Türkiye’de zeytin üretiminin büyük bir kısmı geleneksel yöntemlerle yapılıyor. Üreticilerin çoğu, zeytinlerin bir kısmını silkip topluyor, diğer kısmını ise yere döküldükten sonra hasat ediyor. Bu yöntem hem ürün kaybına hem de kalite düşüklüğüne neden oluyor. Özellikle yere düşen zeytinler zamanla çürümeye başlıyor ve bu zeytinlerden elde edilen yağın kalitesi düşüyor. Çürümüş zeytinlerden üretilen yağlar, düşük asitlik derecelerine ve kötü tat profillerine sahip oluyor. Oysa zeytin hasadında daha modern ve verimli yöntemler kullanılsa, bu kayıplar büyük ölçüde önlenebilir.

Örneğin, komşu Yunanistan’da kullanılan çadır sistemi bu konuda iyi bir örnek. Bu sistemde ağaç altına çadır seriliyor ve zeytinlerin tamamı ağaçtan yere düşmeden toplanabiliyor. Bu sayede ürün kaybı en aza indiriliyor ve elde edilen yağın kalitesi korunuyor. Türkiye'de de bu tür teknolojilerin yaygınlaştırılması ve çiftçilere destek verilmesi şart.

Zeytinyağı Fabrikalarındaki Denetim Eksikliği

Zeytinlerin kalitesini belirleyen bir diğer kritik aşama da işleme sürecidir. Zeytin yağı fabrikalarının çoğu denetimden yoksun çalışıyor ve üreticinin emeği yeterince korunmuyor. Üreticiler, zeytinlerini işleme tesisine götürdüklerinde fabrikanın verdiği rekolte verilerine güvenmek zorunda kalıyor. Fabrikaların posadan yağ elde ederek kendilerine alması ve bu yağı farklı amaçlarla kullanması, üreticinin hak kaybına yol açıyor. Ayrıca fabrikalar arasında standart bir denetim mekanizması olmaması, zeytinyağı üretiminde hile ve karışım gibi sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.

Bu nedenle, zeytinyağı fabrikaları için sıkı bir denetim sistemi oluşturulmalı ve üreticinin emeği tam anlamıyla korunmalıdır. Üreticinin, teslim ettiği zeytin miktarı ve kalitesi doğrultusunda hakkını alması sağlanmalı, fabrikaların posadan elde ettiği yağlarla ilgili açık ve şeffaf bir bilgilendirme yapılmalıdır.

Pazarlama Sorunları ve Üreticinin Kar Marjı

Üreticinin en büyük sorunlarından biri de pazarlama aşamasında yaşanıyor. Genel olarak küçük üreticiler, ürettikleri zeytin ve zeytinyağını doğrudan satma imkanına sahip olamıyor. Fabrikaların belirlediği fiyatlar üzerinden ürünlerini satmak zorunda kalan üreticiler, düşük kar marjıyla yetinmek zorunda kalıyor. Bu durum, zeytinyağı üretiminde kaliteyi artırmaya yönelik motivasyonu düşürüyor. Üretici, pazarlama alanında daha etkin olabilse, zeytinyağını daha yüksek karla satabilir ve bu da üretime yatırım yapmasını kolaylaştırır.

Bu noktada, kooperatifleşme ve dijital pazarlama yöntemlerinin devreye sokulması faydalı olacaktır. Üreticiler, kooperatifler aracılığıyla güçlerini birleştirip, pazarlama süreçlerinde daha etkin rol alabilirler. Ayrıca, internet ve sosyal medya platformları üzerinden doğrudan satış imkanlarının geliştirilmesi, üreticilerin daha geniş bir pazara ulaşmasını sağlayabilir.

Çözüm Önerileri: Ne Yapılmalı?

  1. Modern Hasat Yöntemleri: Yunanistan örneğinde olduğu gibi, modern hasat yöntemlerinin (çadır sistemi vb.) Türkiye’de de yaygınlaştırılması şart. Bu sistemlerin maliyetini düşürmek ve çiftçiyi teşvik etmek için devlet desteği sağlanabilir.

  2. Denetim ve Şeffaflık: Zeytinyağı fabrikalarının daha sıkı denetlenmesi gerekiyor. Üreticinin zeytinini işleme tesisine teslim ettikten sonra ne kadar yağ elde edildiği konusunda şeffaf bir denetim mekanizması kurulmalıdır. Ayrıca, fabrikaların zeytin posasından elde ettiği yağlarla ilgili bilgi vermesi zorunlu hale getirilmelidir.

  3. Pazarlama Desteği: Üreticilere pazarlama konusunda eğitimler verilmeli ve kooperatifleşme desteklenmelidir. Ayrıca, dijital satış platformlarının yaygınlaştırılması ve üreticilerin bu kanalları etkin kullanması teşvik edilmelidir.

  4. Menşei Belgesi: Zeytinyağı için menşei belgesi zorunluluğu getirilmelidir. Bu belge, zeytinyağının kalitesini garanti altına alır ve karışım yağların piyasaya sürülmesini engeller. Menşei belgesi olmayan zeytinyağının satışına izin verilmemelidir.

  5. Ağaç Bakımı ve Budama: İl ve ilçe tarım müdürlükleri, zeytin ağaçlarının bakımı ve budanması konusunda çiftçilere daha fazla destek vermelidir. Eğitimler artırılmalı ve düzenli kontroller yapılmalıdır.

Sonuç

Zeytin üretimi, Türkiye’nin tarım sektöründeki en önemli alanlardan biridir. Ancak, üretim sürecinde yaşanan eksiklikler ve denetim yetersizlikleri nedeniyle, hem üretici hem de tüketici zarar görmektedir. Yukarıda belirttiğim çözüm önerileri hayata geçirilirse, zeytin üretimi daha verimli hale gelebilir ve Türkiye zeytinyağında dünya çapında hak ettiği yere ulaşabilir. Tarım Bakanlığı’nın bu alanda daha fazla sorumluluk alması ve üreticiyi destekleyici politikalar geliştirmesi, zeytin üretiminin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımaktadır.

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016

Mail: [email protected]