Zina ve Eşcinsellik Sorun mu, ihtiyaç mı?
Türkiye’de eşcinsellik gerçeği ve Diyanet'in sorumluluğu
Zina ve Eşcinsellik Sorun mu, ihtiyaç mı?
Türk Milleti can derdindeyken, eşcinselliği Türkiye’nin gündemine sokmak, büyük vebaldir. Diyanet İşleri Başkanı, insanların ayıplarını ortaya koymak yerine, bataklığı kurutmak için çalışmalı, projeler üretmeliydi.
Diyanet’in böyle bir çalışması var mı?
Yok. Varsa da kamuoyu bilmiyor.
Google.com’da zina ve eşcinselikle ilgili ayet ve hadisler, akademik makaleler, Başkan Ali Erbaş’ın söylediğinden de fazla.
Diyanet İşleri Başkanı ‘zina’dan bahsediyor. İnsanlar İslam dinine uygun bir şekilde evlendiği için yıllardır cezaevlerinde yatıyor. Başkan Erbaş, neden bu konuyla ilgili bir çalışma yapmıyor? Cuma hutbelerinde neden bu konular işlenmiyor?
Küçük yaşta evlilikler, Türk Milleti’nin gönlünde büyük yara. Nikahla evlenenler cezaevlerinde, nikahsız yaşayanlar kendi evlerinde.
Başkan Erbaş, kocaları cezaevlerinde olan çaresiz genç kadınların sorunlarını biliyor mu? Biliyorsa o kadınların tek tutunacak dalı, kocası elinden alınan çocuk gelinlerin korumasız bırakılması, bir tür zinaya ve fuhşa sürüklenme değil midir?
Hükümet bir bir yasa çıkarmak istedi. Herkes ayağa kalktı. Çocuk yaşta evlilikleri savunuyor değilim. Ama, böyle bir sorunun olduğu da bir gerçek.
Bu sorunu görmezden gelmekle aydın olunmaz. Bu soruna duyarsız kalan Diyanet İşleri Başkanı, manevi mesuliyetten kurtulamaz.
Gelelim Türkiye’deki eşcinsellik gerçeğine.
Evet, eşcinsellik Kur’an-ı Kerim’e göre en büyük günahlardan ve haramlardan biri.
"İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor.”
Diyanet İşleri Başkanı’nın görevi “eşcinselliği” tartışmaya açmak, ülke gündemine getirmek, eğilimi olmayanların dahi aklına sokmak olmamalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumdaki eşcinsellik ve zina salgınını biliyor, önünü almak için hiçbir şey yapmıyor.
Ayıp, günah demek işin kolayı.
Çözüm ne?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın zina’dan sakındırmak, nikahı özendirmek için, projesi, bilimsel çalışmaları olmalı.
Türkiye’de 100 bin'den fazla cami var. Böyle bir ülkede insanlar parasızlıktan, fakirlikten evlenemiyor. Aileler çaresizlikten intihar ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyor?
100 binden fazla cami ile Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal sorunları çözmede ilk sırada yer almalı değil mi?
100 bin cami boş duruyor.
Din görevlilerinin işi, beş vakit, günde bir saat namaz kıldırıp evde yatmak değildir, diye düşünüyorum.
Uzun sözün kısası, Diyanet İşleri Başkanlığı yeni baştan yapılandırılmalı. Adı var, kendi yok bir kurum olmaktan çıkmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı asli görevini yerine getirirse, bu ülkedeki tüm sosyal sorunlar ortadan kalkar.
Ayıp ve günah demekle, cehennemde yanarsınız, HIV ile cezalandırılırsınız demekle, insanları zinadan vazgeçiremezsiniz. Tüm dünyada hızla yayılan, moda haline getirilen eşcinselliği ortadan kaldıramazsınız.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]