Zülfü Livaneli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 7 imzalı ‘cezaevi’ mektubu

Tarihsel sorumluluğunuzu hatırlatıyoruz

Zülfü Livaneli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 7 imzalı ‘cezaevi’ mektubu


Zülfü Livaneli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 7 imzalı ‘cezaevi’ mektubu: Tarihsel sorumluluğunuzu hatırlatıyoruz

Livaneli mektubu Ahmet Türk, Celal Doğan, Kezban Hatemi, Nesrin Nas, Oya Baydar, Rıza Türmen, Tarhan Erdem’i temsilen kaleme aldığını söyledi

Sanatçı Zülfü Livaneli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a koronavirüs salgını dolayısıyla tekrar gündeme gelen infaz indirimi taslağı hakkında bir mektup yazdı.

Livaneli mektubun eski belediye başkanları Ahmet Türk ve Celal Doğan, avukat Kezban Hatemi, eski ANAP lideri Nesrin Nas, yazar Oya Baydar, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, KONDA’nın kurucusu Tarhan Erdem'i de temsil ettiğini belirtti.

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan T.C. Cumhurbaşkanı” ifadesiyle başlayan mektupta değişiklik yapılması uzun süredir gündemde olan “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi” hakkında şu ifadelere yer verildi:

İçinde bulunduğumuz şartları göz önünde tuttuğumuzda yurttaşlık bilinci ve sorumluluğumuz bizi bu başvuruyu yapmaya sevk etmektedir. Kanun teklifinin içeriği, yapılan uyarıların dikkate alınmadığını, teklifte yer alan hükümlerin, evrensel insan hakları standartlarınca kabul edilmiş olan infaz hukukunun eşitlik ilkesine tümden aykırılık teşkil ettiğini ortaya koymaktadır. İnfaz Paketi olarak adlandırılan teklifin zamanlaması elbette anlamlıdır. Bütün ülkeye “evinde kal” çağrısının yapıldığı bir dönemde gündeme alınmasının nedenlerinin başında koronavirüs salgını olduğu açıktır.

“Hangi suçu işlemiş olursa olsunlar…”

Cezaevlerindeki bazı suçlu gruplarının teklif dışında bırakılacağına işaret eden mektup, şöyle devam etti:

Salgın, cezaevleri açısından büyük risk oluşturuyor. Salgın riskinin söz konusu olduğu bir durumda, kişilerin, hangi suçu işlemiş olurlarsa olsunlar, sağlıklı bir ortamda bulunma ve olası risklere karşı korunma taleplerinin karşılanması temel insan haklarının başında gelen yaşama hakkının korunması için zorunludur.

“Bu açıklamalar acilen dikkate alınmalı”

Alınması gereken zorunlu tedbirlerin bir an önce belirlenmesi ve kanunlaşması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği Parlamenterleri  ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin standartları işaret eden açıklamaları ve Türkiye çağrıları acilen dikkate alınmalıdır.

Mektup şu görüş ve taleple şu ifadelerle son buldu:

Ülkemizde tartışmalı tutuklama kararları ve mahkumiyet kararları nedeniyle ceza ve tutukevleri gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, hak savunucuları, sivil toplum önderleri ve muhaliflerle doludur. Bu insanlar duyarlılıklarından dolayı, hiçbir ilişkileri olmayan terör suçlarından tutuklanmış veya mahkum edilmişlerdir. Kanun teklifi maalesef bu olgu göz önünde tutulmaksızın hazırlanmıştır.

Gündemdeki düzenlemenin yürürlüğe girmesi, hem özel risk altındaki cezaevlerinde telafisi imkânsız sonuçlara yok açacak hem de kamu vicdanını ve toplumun adalet duygusunu derinden sarsacaktır.

Teklifi öncelikli olarak görüşecek TBMM Adalet Komisyonu’nu, TBMM Genel Kurulu’nu ve tüm siyasi partileri bu konularda adım atmaya davet ediyor, tarihsel sorumluluklarını hatırlatıyor, bu konudaki kaygılarımızı ve önerilerimizi başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve TBMM Başkanı Sayın Mustafa ŞENTOP olmak üzere bütün sorumlulara ve yetkililere doğrudan iletmek istiyoruz.

Saygılarımızla, 

Ahmet Türk, Celal Doğan, Kezban Hatemi, Nesrin Nas, Oya Baydar, Rıza Türmen, Tarhan Erdem'i temsilen

Zülfü Livaneli

Independent Türkçe